Kelimelerin gücü
“İki asker arkadaş bir gece sohbet ediyorlardı. Konuşmalar arasında birinin üzüldüğü anlaşılıyordu. Çünkü bundan sonraki kalan dört ayını arkadaşından ayrı geçirecekti.
Diğer askerin ise, askerlik aylarının son gecesiydi. Ertesi gün teskeresini alacak olan asker, bundan son derece memnun görünüyordu. Üzgün olan asker, arkadaşından son bir istekte bulundu. Babası ona uzun zaman para göndermemişti. İçinde bir yerde parasızlığı yaşarken, babasının ona kırıldığını biliyordu.
Bu akşam arkadaşına söylemek istedi. Ona yaşadığı şehri ve babasını anlattı. “Tamam” dedi arkadaşı. “Gider babana senin için söylerim!” Arkadaşının bu sözü inancın güvenin büyüklüğünü yaydı tüm bedenine. Sevindi. Arkadaşını yola koydu. Teskereyi alan asker, buldu arkadaşının babasını. Ulu orta insanların içinde;
—Sen Ahmet’in babası mısın? Dedi. Evet, yanıtını alınca; Senin oğlun benim asker arkadaşım. (sesi yavaşken birden yükseldi.) Niye göndermiyosun oğluna para! Senden para istiyo para!!! Anladın mı? Dedi. Adam birden kendini incinmiş ve gergin hissetti. Sonuca ulaşmadan;
—Vermiyorum para mara! Çekil karşımdan! Dedi. Karşılıklı sözlerin ve çirkin anlayışın derin yansıması yayıldı çevreye. İnsanlar homurdanmaya başladılar.
Zavallı asker babasından bir aydır para bekliyordu. Arkadaşının gitmediğini düşündü. Başka bir arkadaşını babasına gönderdi. Asker adamı buldu. Onunla tanıştı. Yüzlerce kilometrelik seyahatten sonra, adama bir adım yaklaştı. Kendini tanıttı.
—Oğlunuz maddi olarak biraz sıkışmış. (Biraz durdu. Derin bir nefes aldı.) Babamın sağlık durumu nasıl gözlerinle gör. Sonra bana para gönderebilir mi? Söyler misin? Dedi.
Adam utandı. Haklıydı karşısındaki genç. İçinde derinlerde bir yerlerde yatan evlat sevgisini uyandırmıştı.
—Hayatımda evlatlarımdan başka en önemli, ne olabilir ki? Tabii gönderirim. Dedi. Genç ise;
—İnsanlar söz konusu olduğunda, küçük şeyler büyük şeylerdir, dedi.
Onu derinden etkileyen gence, hiç yorum yapmadı adam. Nede bağlayıcı bir şey söyledi. Sadece gencin ellerini sıkmak için kendi avuçlarının içine aldı. Oğluna karşı olan kinini ve kızgınlığını kalbinden silen gencin gözlerinin içine, takdir ve hayranlıkla baktı. Bir zaman sonra genci yola koydu. Adam, bu saygın değerli genci hiç unutmayacaktı.”
Halk arasında bir deyim vardır. “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.” Amaçlarımız, ifade şeklimiz bütünsel bir anlam taşımalı. İster bir öğretmen, ister bir işveren, ister bir anne, baba ya da bir devletin ileri gelen kişileri kim olursak olalım. Bazı şeyleri NİÇİN yaptığımızı bilmek, onların “NASIL yapılacağını bilmekten çok daha fazla önemlidir. Yeteri kadar büyük NİÇİNE sahipsek, onun NASIL yapılacağını mutlaka öğreniriz.
İnsanlar iletişim içindeyken o andaki davranışları zayıflıklarının merceğinde değil, potansiyellerin merceğinde olursa, kelimelerin sihirli gücü kendiliğinden ortaya çıkar.