Kadındaki beğenilme duygusu

“Soğuk kış mevsimi sanki bu gün, ilk bahardan bir gün çalmıştı. İstanbul’un bir lüks semtinde, iki kadın, bu güzel günü kaçırmamak için sokağa çıktılar. Bir zaman caddede yürüdüler. Sonra bir kaffenin, dışarıda ki masalarından birine oturdular. Dışarıdaki ısıtıcıyla güneş, onları biraz gevşetti. Aralarında kendileri için sıcak, başkası için soğuk bir konuşma başladı.

—Geçen gün bizim Füsun’un, toplantıdaki kıyafetini gördün mü?

—Sanki görmeyen mi kaldı!

—Ayol spor kıyafet giymiş, birde üstüne bütün takılarını takmış, takıştırmış.

—Bankadaki kasasına koymaya, fırsat bulamadığını söyledi.

—Evinin yan binasının altındaki kuaföre giderken, giydiği kürküne ne demeli?

—Sanırım onu da, banka kasasına koymayı unutmuştur.

—Yakında, yan binaya arabasıyla giderse, hiç şaşırmayalım.

—Her ne kadar nasıl giyinmesiyle ilgili uğraştımsa, ona anlatabildiğimi, zannetmiyorum.

—Bende söyledim. Çok sık eleştiriden geçiyorsun dedim. Fakat nafile, o halinden memnun.

—Sonradan görme derler, onun gibilerine. Güya sosyeteye girmeye çalışıyor.

—Bence bir başkalaşım peşinde!

—Değişim mi; başkalaşım mı?”

Bu yaşanmış olaya, her toplumda rastlamamız mümkün. 

Kadında beğenilme duygusu, en vaz geçilmez özelliktir. Giyinmek, güzel görünmek duygusal bir ihtiyaçtır. Asıl önemli olan, kendine yakışanı bilmek ve yerine göre giymektir. Yani kadının kendisini güzelleştirmesiyle ilgili, doğal bir eğilimin, sınırları vardır. Bunun için moda kavramı ortaya çıktı.

Moda bir değişim kavramıdır. Kadın giyinerek hem kendi kimliğini, hem de toplumsal kimliğini korur. Hem de çizgilerini. Kendine yakışanı giymek, insanın kendisine ve topluma saygısını ifade eder. Eğer kendisini yeterli bulamıyorsa, bir rol modeli bulabilir. Kendisini yeteneksiz hissettiği alanda, etkili biri olur.Sadece güzel görünmek yeterli değildir. Bu sadece giyim değil, davranışlarına da etki eder.

Sizden daha güçlü birini örnek almanız, kendi noksanınızı tamamlatır size.O zaman beceremeyen insan olmaktan çıkar, öğrenen insan olursunuz. İşte bu değişimdir.
Başkalaşım ise; kişinin öz kimliğini değiştirip, diğeri gibi olmaktır. Başkasına benzemeye çalışmak. Onun yaptıklarını yapmak, başkalaşım diğer bir değişle, taklittir. Bu sizin, geleneksel değerlerinizin izlerini taşımaz. Sizi her zaman, içten içe rahatsız eder. Her ne kadar birileriyle yarışmak lezzet verse de, bir zaman sonra aynı zevki vermez. İstediğinize erişemezsiniz. Oysa değişim, insanın hem kendi kültürünü korur, hem de yeni şartlara uyum sağlar. Hayat biçiminiz de, inançlarınız, mücadeleniz ve değerlerinizin tutarlı olmalı dileği ile.