Ramazan-ı Şerifi okumak ve anlamak

Onbir ayın sultanı, Kuran-ı Kerimin ayı, âşıkların muhabbetinin kaynağı, yoklukların kavranıp varlıkta yokluğun yaşanması hali empatinin kadirşinaslığın merhametin ve bereketin ayı. Onu özel ve güzel kılan biz kulların kullanım kılavuzu olan yüce kitabımızın bu ayda nazil olmaya başlamasıdır. “Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır”.Kadr Suresi.1-2-3.Ayetler

Yüce kitabımızın inişi ile mübarek kıldığı bu ay her şeyden önce onu anlamaya ve onu öğrenmeye vesile olmalıdır. Oku! Yaratan Rabbinin adı ile oku diyerek bize okumayı ve okumamızın sebebini izah eden bu hayat kılavuzu merhum Mehmet Akif’in dediği gibi “İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin, ne mezarlıkta okunmak nede fal bakmak için” dediği gibi okumalarımız sadece hatim indirmiş olmak için olmamalıdır. Onu anlamak ve onu hayat rehberimiz kılmak için olmalıdır.

Her gün 5 vakit namazda 40 kere okuduğumuz Fatiha suresinin bile ne manaya geldiğini bilmeden okuyup ibadet etmek kulluk borcunu ödemeye kâfi gelse de kulluk şuurunu onurlandırmaya yetmeyeceği aşikârdır. Hz. Ali (ra) diyor ki: – Karşılığında bir menfaat umarak yapılan ibadet, ticaretçinin ibadetidir. Korku sebebiyle yapılan ibadet kölenin ibadetidir. Allah’ın nimetlerine şükretmek maksadıyla yapılan ibadet, hür olan kimsenin ibadetidir

Burada kuru kuruya bir mealcilik yapılsın ya da tefsircilik yapılsın demiyorum. Çünkü okuma hasletinden bile arızalı düşünceler çıkartanlar bu ümmete fitne bulaştıranlar çıkmıştır. Üç ayet meali ezberleyip kendini allame zannedenlerden veya tefsirin önünü arkasını irdelemeden ahkâm çıkartanlardan epey çektik. Her şey usul dairesinde ve iyi niyetle olacak.

Her şeyden önce aczi yetin kabulü ve kulluğu öğrenmek için olacak okumamız. “Allah’a karşı yalan uydurandan yahut kendisine hiçbir şey vahy edilmemişken “Bana da vahyolundu” diyenden ve “Ben de Allah’ın indirdiği ayetlerin benzerini indireceğim” diyenden daha zalim kim vardır! O zalimler, ölümün (boğucu) dalgaları içinde, melekler de pençelerini uzatmış, onlara: “Haydi canlarınızı kurtarın! Allah’a karşı gerçek olmayanı söylemenizden ve O’nun ayetlerine karşı kibirlilik taslamış olmanızdan ötürü, bugün alçaklık azabı ile cezalandırılacaksınız!” derken onların halini bir görsen!” En’âm Suresi 93. Ayet

Okudukça öğreneceğiz ki, hiçbir şey bilmiyoruz bildiklerimiz ummanda birer katre. Okudukça göreceğiz ki bize anlatılanların çoğu hurafe. Okudukça göreceğiz ki bize ekran karşısında ya da kürsülerden ağlaya sızlaya bir şeyler anlatanların bazıları sadece şovmenlik yapıyorlar para kazanmak için bir nevi iyi niyet simsarlığı yapıyorlar. Okudukça göreceğiz ki İslam’ı bize en iyi şekilde anlatan bu işi iliklerinin içine kadar yaşayan sahabe i kiramın bu dini anlatırken ki rikkat ve dikkatleri ortada iken hiçbiri dini anlatırken köşe dönmemiş para kazanmamıştır.

Şimdikiler öyle mi yaşayıp yaşamadıkları bizi ilgilendirmiyor ama anlatış tarzları olsun ve para kazanış şekilleri olsun hepsi bizim din anlayışımızın dışında. Para karşılığı mezarda kurana okumak ne kadar aşağılık ise fahiş fiyatlar ile bu işi ticaret haline tiyatro haline getirmekte o derece aşağılık bir uğraştır. “De ki: Siz dininizi Allah’a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.” Hucurât Suresi 16. ayet

Okudukça öğreneceğiz ki, İslam bir bütündür. Kitabın buyurdukları bir bütündür. Kelime i tevhit bir bütündür ayrılmaz ve değişmez ilkeler vardır. Dinler arası diyalog ya da ılımlı İslam projeleri kapsamında yapılan aksiyonların hoş ama boş iler olduğunu göreceğiz. Bu ülkede sabah akşam içki içip Allah peygambere ve kitaba küfür edenlerin karşısında aslan kesilen Müslümanlar vardı, şimdi onlardan daha çok sabah akşam namaz kılıp hayır hasenat yapıp peygambere ve kitaba küfür edenler peygamberimizi yok sayanlar bunu da dinin gereği diye yapan Müslümancıklar türedi.

Okudukça göreceğiz ki bizler tebliğden sorumluyuz kendi imanından kefil olmayanlar iman kurtarma sevdasına düşmeleri şarlatanlıktır. Allah dinini gerekirse şaki ile de kavi kılar. “Bedeviler “İnandık” dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama “Boyun eğdik” deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah’a ve elçisine itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” Hucurât Suresi 14. Ayet “İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyan. Fakat o, hanif (Allah’ı bir tanıyan, hakka yönelen) bir müslümandı. Allah’a ortak koşanlardan da değildi.”Al i İmran Suresi 67.Ayet

Okudukça göreceğiz ki, helal kazanç kazanmak çok önemli. Helal yemek çok önemlidir. Dinimiz zenginliğe ve zengin olmaya karşı değildir. Helalinden kazanmayı ve bol bol tasadduk etmeyi zekat vermeyi sadaka vermeyi emreder. Ticareti rızık sebebi dürüst tüccarı da sadıklardan olma vesilesi sayar. Günümüzde epey zengin türemiştir! Kişilerin hazırladığı kanunlara işini uyduranlar hak divanında işlerini hiç uyduramayacaklardır.

Ticarette ortaklık vardır, kişi parası ile,gücü ile ve bilgisi ile ortak olabilir ama makam ile ortaklık olamaz.Makamın gücü ile zengin olup her yıl umrelerde boy gösterenler hesabınız hesap, yolunuz da yol değil. Banka kredisi ile ev üzerine ev araba üzerine araba alanlar bol bol hayır hasenat yapın belki avf olursunuz! Unutmayın Rabbim hiç birimize neden araban ya da evin yoktu diye sormayacak. Etrafımızda aç olan pek yok gibi (!)ama sömürülen hakkı yenen ve işsiz kalırsın diye tehdit ile zor ortamda çalışanlar var. Bunların hesabının bizlere sorulmayacağını mı zannediyoruz! Hele hele GDO’lu gıda diye bir şey türetildi.Hem bunlar hem de kötü mayalar helal noktasında hassas insanlarımızın bile atladığı ve istemeyerek te olsa harama bulaştığı noktalardır.

Helal dairesi keyfe kafidir harama girmeye lüzum yoktur düsturu unutulmamalıdır. “Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, batıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir.” Nisâ Suresi 29. Ayet

Okudukça göreceğiz ki, iyilikle kötülük bir değildir. Müslüman’ın en önemli görevlerinden biri de iyiliği emir kötülükten men etme çabası içinde olması gerekir. Bir hadis i şerifte “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eli ile değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin.Diliyle değiştirmeye de gücü yetmez ise kalbiyle değiştirme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.

Bu açıdan şunu da açıkça belirtmeliyim ki orucu açıktan yemek küfür alametidir. Bu topraklarda gayri Müslimler bile saygı olsun diye oruç zamanında yiyip içmeyi keserken kendine Müslüman diyen edepsizlerin açıktan oruç yemeleri terbiyesizliğin daniskasıdır. Hatta daha da ötesi isyandır başkaldırıdır buda küfürdür. Konu buraya gelmişken oruç tutan bayanlarımız en azından bu ayda başkalarının orucunu sakatlamayacak seviyede tesettüre riayet ederlerse daha büyük bir ibadet yapmış olurlar! “Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı!” Ankebût Suresi 64.Ayet

Ramazan ayı kısaca okuma düşünme ve tefekkür ayıdır. Çünkü okumanın fikrin ve düşüncenin asıl kaynağı membaı yüce kitabımız bu ayda inmiştir. Okuyalım ve tefekkür edelim ki kulluğumuzun anlamı olsun. Kulluk sadece aç kalmak, sadaka vermek ya da zikir çekmek değildir. Biz isteme sekte vücut azalarımız zikir yapıyor zaten, tüm hayvanat ve nebatat da zikir ediyor. En vahşi hayvanlar bile karnı doyunca yanından geçen kuzuya ceylana dokunmuyor ama insan öyle mi? İnsan olmanın anlamı tefekküründe gizlidir. “Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.” Ahzap Suresi 72.Ayet. İşte kulluk o emaneti bilme ve onun üzerinde tefekkür edebilmedir.

Allah’ım sen varsın birsin bizi ve istediklerimizi bilirsin. İsteklerimizi hayırlı eyle ve isteklerimize nail eyle. Ramazanı Şerifi anlamayı ve yaşamayı cümlemize nasip eyle. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden azad olan bu mübarek ayı fikir zikir ve şükürle eda etmeyi Rabbim cümlemize nasip etsin.