Hastalıklarımıza çözüm
Yazdığım bazı yazılar ve özellikle son yazımdan sonra sevdiğim arkadaşlarımdan ve büyüklerimden söylediklerin doğru, çözüm yollarını da yaz tarzında dilek, temenniler aldım.
Bunları niye yazıyorsun, sen kim oluyorsun, sana mı kaldı diyenlere söyleyeceğim şeyler şunlardır:
“Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir.” Zariyat Suresi 55. Ayet.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Din nasihattir. “buyurdular. Kim için nasihat diye soruldu: ” Allah, kitabı, Resûlü ve Müslümanların imamları ve tüm Müslümanlar için…” buyurdular .Müslim, İman,95
“İdrak kulağına pamuk tıkayana nasihat kar etmez” demiş, Aziz Mahmut Hüdai. Kalp gözü kör, idrak kulağı tıkalı olanlara değil söylediklerim. İnsaf ehline, kardeş bilenlere, bakmasını bilirse sinekten bile ibret alanlaradır sözlerimiz.
Tebliğ metodları; inatçıyı susturma, fasığa nasihat, sapığa irşad, karıştırana izah, uyuyana ikaz yolu iledir.
Hastalıklarımız genel olarak tebliğ metodu içinde gruplandırılmıştır! Toplum olarak inatçılıktan başlayıp, fasıklık, sapıklık, karıştırma ve uyuma hastalıklarının hemen hemen hepsi zaman aralıkları ile de olsa genel ve özel de olsa gözükmektedir!
Bu hastalıkların bulaşma sebebi ise acizane görüşüm; bilginin şartlarına tam manası ile riayet etmeme, vasıtaları gaye edinme, helal haram dengesinin bozulması ve tembelliktir.
Şimdi bunları inceleyecek olursak, bilmenin üç şart vardır:
1-Bir şeyi bilmek için ona inanmalı
2-Bu şey doğru olmalı.
3-Doğru olduğuna inancın tam olmalı.
Toplumumuza bakalım. %99 u Müslüman dediğimiz toplumda, doğru şeye inansa da inandığı dine ve Rabbe imanı ne seviyededir, nasıl inanmaktadır. Rabbin kendini tanıttığı şekli ile mi, nefsin ve toplumun bize öğrettikleri ile mi, ilahımızı tanıyoruz.
“Sen Ondan razı, O senden razı olarak girin cennetime” davetinin ne kadar muhatabıyız.
Vasıtaları gaye edinmemek, taassup ve tefrikanın panzehridir. Allah rızası için yapılmayan her iş ahmaklıktır.
Dünya ve dünyalıklar bizim için sadece vasıtadır. Bazı kalpazanların, güzel bir ev ve arabası olduğunda, emanetçisiyiz deme arsızlığından öte gerçekten emanetçi ve adil şahitler olarak her türlü eşyaya, makama bakabilmeliyiz.
Helal haram dengesinin bozulması da hastalıkların bulaşma sebeplerinin başında gelmektedir! Helal haram ver Allah’ım bu kulun yer Allah’ım anlayışı kabul edilmese de epey yaygındır.
Bu yüzden, bal tutan parmağını yalar ile başlayıp, piyango sırasında vakit öldürmeye, işin hakkını vermemekten, başkası çalacağına bizimkiler çalsın demeye, çalmayan var mı diyerek haramı meşrulaştırma çabaları şeklinde bu hastalık kendini göstermektedir.
Tembellik, coğrafyadan mı, havadan mı, geleneklerden mi tam olarak belli değil ama bu topluma bulaşmış bir hastalıktır! Her yeni jenerasyonda hastalık, seyrini uzatmakta ve daha da bulaşıcı hale gelmektedir.
Benjamin Franklin: “Tembellik, o kadar yavaş ilerler ki yoksulluk çok geçmeden ona ulaşır” demiştir. Rabbimizin bu coğrafyaya verdiği zenginliklere gereği gibi şükretmemek te tembelliğimizin bir nedenidir!
Çok uzattın neticeye gel derseniz, bu hastalıkların çözüm yolu ne diyecek olursanız, âcizane tek kelime ile cevabım, samimiyettir!