Site Rengi

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Bir talih de siz yaratın

REKLAM ALANI
17.09.2019
479
A+
A-

Otuz yaşlarında bir delikanlı, iskelede geminin kenarında durmuş kıyıya vuran koca dalgalara bakıyordu. Uzaktan kendine yaklaşan birini görünce, yüzü güldü. Karşıdan gelen sinirli ve somurtkan haliyle ona yaklaştı. O da geminin kenarına oturdu.

Koca sonbahar bulutları, ince bir yağmur serpiştiriyordu üzerlerine. Gelen genç öfkeyle bulutlara küfür edip, yağmur tanelerini havada yumruklamaya başladı. Diğeri ise sakin haliyle, yüzünü ıslatan yağmur tanelerini, cebinden çıkardığı mendiliyle sildi. Kardeşiyle kısık bir sesle sohbet etmeye başladı. 

ARA REKLAM ALANI

— Benimle gel istersen? Diyordu kardeşine. Öfkeli genç, cebinden çakısını çıkardı ve parmaklarının arasında döndürdü. Kendini güçlü göstermenin ayrı bir yoluydu bu. 

—Neden gelecekmişim senin yanına? Diye, acı bir karşılık verdi.

Aralarında soğuk konuşma devam ediyordu. Onları izleyen kaptan, o iki çocuğu ve ailesini çok iyi tanıyordu. Babası elinde bıçak onu, bunu rahatsız eden bir insandı. Hayatının büyük bölümünü, hapiste geçirmişti. Gençlerin öfkeli olanı da, aynen babasının yolunu seçmiş ve hapisten yeni çıkmıştı. Diğeri ise evli, bir işi, saygın kişiliği olan sosyal bir insandı.

Kaptan aralarını yapmak için, onlara yaklaştı. Uzun boylu, zayıf bir adamdı. Öfkeli gence bakıp, ciddi bir tavır ve kalın bir sesle;

—Memnun musun bu hayattan? Dedi. Genç, yüzündeki derin fakat iyileşmiş yara izlerinde elini gezdirirken, düşünerek karşılık verdi.

—Evet. Ben güçlü bir insanım. (birden adamın elini kavradığı gibi, gözlerini gözlerine dikti. Dişlerini gıcırdatarak) Kolunu kürdan gibi kırayım mı? Dedi.

Diğer kardeşi hemen, kaptanın kolunu kardeşinin parmaklarının arasından çekti. Kardeşinin adına özür diledi. Kaptan ikisinin yüzüne dikkatli bakıp;

—Neden bu kadar farklısınız acaba? Dedi. İki kardeş birbirlerinin yüzlerine, bir zaman sessiz baktılar. Biri sakin, diğeri halen daha öfkeliydi. Sonra her ikisi birden aynı yanıtı verdi.
(Böyle bir babanın çocuğu olduğumuz için…)

Sevgili okuyucularım. Gelişim psikologlar, ergenlikle ilgili şöyle derler. “Gençler ikilem içindedir. Hem anne, babayla özdeşim içindeler, hem de onları eleştirirler. Bir yandan onlara benzemeye çalışırken, diğer yönden onları acı bir şekilde eşletiriler. Bu özdeşimde genç bir kimlik yaratma peşindedir. “

Öyküdeki iki kardeşten biri, babasının kötü yönünü örnek alırken, bir diğeri de yanlışlarını yapmamayı, ondan kaçmayı örnek almıştır. Demek ki gerçek yaşamımızı koşullar değil, kurallarımız yönetiyor. Kendiniz için verdiğiniz kararlar bizim hayatımızı oluşturacaktır. Çocuklarımızı yetiştirirken onların duygu düşünce ve yeteneklerini, de göz önünde bulundurmalıyız.

Çocuklarımızı, büyük idealleri yaşatan bir insan yapmak için önce, kendi hayatımızı lüzumsuz, gerçekdışı şeylerle doldurmamalıyız. Dünyada büyük değişiklikler yapmak için, değişikliğe kendimizden başlamamız gerekiyor. Kanımca yaşamın gerçeği bu. Gerçekleri olduğu gibi kabul etmek, nefsine hâkim olmak, güçlü bir irade ister. Bunlar her kişinin işi değil, er kişinin işidir.

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.