Bekleyin! Okullar açılıyor!
Nihayet 15 Eylül geldi. Pazartesi günü okullar açılıyor. Hayırlı olsun diyerek başlamak istediğimiz, ancak başlamak için daha öğrenci kayıtlarını bitiremediğimiz bir eğitim-öğretim yılını açmaya çalışıyoruz. Malumunuz bu TEOG nakilleri korkarım yıl boyu sürecek…
Beklemek, bekletilmek… “İYİ” işler yapmak için bakıp durmak…Eğitimde; makul ve mantıklı işler yapmak için, bir iradeyi, cesareti sergileyerek adımlar atmak için neden bu kadar ağır davranıldığını sorgulamak istiyoruz…
Bir anekdotla bu konuyu biraz genişletelim. Afrika ülkelerinden Kenya’da, biri arkadaşına buluşmak için yer bildirdiğinde şu sözü söylermiş. “ Beni saat 10’da bekle, 12’ye kadar gelmezsem, 2’ye kadar dur, saat 5’te git…” Ne kadar acı bir arkadaş kazığı diyebiliriz:)
Ancak bizi ilgilendiren, daha doğrusu bize uyarlanmış haliyle söyleyelim; çağdaş, medeni, ileri bir eğitim anlayışına geçmenin, saat verilip bekletmekten farkı yok kanısındayım…
Ülkenin bir Afrika ülkesi olmadığını düşününce aklımıza; peki neden bu kadar “İYİ” olana ulaşmak için bekletiliyoruz geliyor. Mantığı ve sağduyuyu yanlış öğretmişler bize. Biz ülke olarak, ya “İYİ” olanı bilmiyoruz ya da siyasetin dibine kadar battığımız bir zamanda, uğraşacak başka işimiz mi yok düşüncesiyle oyalayıp duruyorlar.
Yahu sen de adam! Neyin peşindesin? Eğitim dediğin nedir ki? Payına düşeni aldıktan sonra, neyi sorgularsın? Yandaş ol, sistem adamı ol, düşünme, istediğimiz adam ol… Aklına ipotek koy! Daha iyisine ipotek koy! Geleceğe ipotek koy!!!
Bizim bir insan olarak, vatandaş olarak, bir eğitimci ve sendikacı olarak, savunduğumuz fikirlere ipotek koyma gibi bir düşüncemiz yok! Memleketin en ücra köşesinden, en merkezi yerine kadar eğitimin boşluğunu gördüğümüz, siyasetin hükümdarlığı ile avutulduğumuz bir zamanda, doğru olana ipotek koyma veya koydurma gibi bir düşüncemiz yok…
Okulları açıyoruz dedik. Bakalım 2014-2015 eğitim-öğretim yılına nasıl giriyoruz?
1 milyon konut yapılan ve bununla övünülen ülkede, 1000 tane okul yapma zahmetine giremeyen düzen, sınıfları 50 öğrencilik kaderinden(!) kurtaramadı.
Yapılamayan okullarda, mesleğini icra etmesi gereken öğretmenler atanmayı bekliyor. Okullar açılıyor, bu öğretmenlerin, sıra bekleyen, eğitim fakültesi mezunu öğretmenlerin 5’te birini boş sınıflara hala atayamadık. Eh gerek yok canım. Ne de olsa, yaklaşık asgari ücret kadar bir ücretle, milli eğitim koridorlarında torpille iş vermek için süründürüyoruz onları…
TEOG macerası yıl boyu sürüyor. Nakiller, öğrenciye uygun okullar, okula uygun öğrencilerle gel-git ile çalışıyoruz da çalışıyoruz…
İstanbul’da okul depolarını temizleyen İSKİ bu hizmetinden vazgeçmiş. Para istiyor. Neymiş efendim, ilçe belediyeleri bunu istemiyormuş… Okulların parası olsa çocukların sağlığı düşünülecek. Ancak seçilmiş ve vergiyi alan belediyeler bunu lüks gördü sanırım…
15 yıl geçti! 1999 depreminin üzerinden. Biz hala okulları depreme karşı güçlendirme, yıkıp yeniden yapma sevdasından kurtulamadık. Pazartesi okullar açılıyor. Bugün itibariyle, güçlendirmeye giren bazı okulların daha hangi okula misafir olacağı belli olmamış…
İş güvencemizi kaldırmak, kendisine biat edilmesini isteyen sistem, eğitimi, öğretmenleri, memurları bir torbaya koydu. İstifleyeceği bir depo arıyor…
Birileriyle mücadele etmek isteyenlerin hıncından, Milli Eğitim Bakanlığı da nasibini aldı. Hatta bir fırsata dönüştürdüler. Okulların kabiliyetli, deneyimli müdürlerinin görevine son verdiler. Adama sormazlar mı? Çalışkan, gece gündüz okulu için bir şeyler yapan müdürleri neden aldınız? Bilmiyorsanız söyleyeyim. O müdürler içlerindeki eğitim aşkı ile bu ülkenin geleceği olan yavrularımızın okullarına emek veriyordu. Sizden olmuş olmamış, sizinkisi neyin mücadelesi?
Çok değil 7 ila 8 yıl sonra, 2023’te dünya medeniyeti(!) olacağız. Yukarıda saydığım sorunlarla…
Biz 12 yıldır G-20 ülkesiyiz ama, eğitimin kalitelisini bekliyoruz…
Gel de bu moralle okulların açılmasına sevin…
Hayırlı olsun!
Pazartesi günü okullar açılıyor!
Biraz daha bekleyin…
Sorunlar biter, kaderimiz yazmışsa(!)