Yenikapı’dan Yeni Yola
Milletimiz üzerine düşeni fazlası ile yaptı!
Şimdi siyaset üretenlerin ve yapanların üzerine düşeni yapma vaktidir. Her türlü aymazlık ve basiretsizlikleri millete bu zor zamanları yaşatmıştır. Geldiğimiz zamanlarda peş peşe gelen nedamet ve özürler anlamsızdır. Uyarılara kulak asılmadı, söylenenler dinlenmedi. Reel politik dendi, konjonktür dendi hak ve hakikate kulak tıkandı.
Yenikapı bir kapı eşiği gibi görülmeli “Yeni Türkiye” slogandan öte, fiili olarak kurulmaya başlanmalıdır.
Bunun için toplumun asgari müşterekte birleşebileceği fikri, siyasi, içtimai ve askeri paradigmalar (düşünce haritası) oluşturulmalı. Geçmişteki işbirlikçi, teslimiyetçi, ezberci ve slogancı yapılardan vazgeçilmelidir.
Üretime dayalı ekonomik anlayış ile yola çıkılmalı, eğitimde ve sanayide ARGE’ye önem verilmeli, kul hakkı öncelikli ve medeniyetimize uygun standartlar oluşturulmalıdır.
Hak batıl mücadelesi insanlık tarihince vardır ve kıyamete kadar olacaktır. Batıl yollarla hakka hizmet edilemeyeceği unutulmamalı, düşmanların ödül verdiği insanlara, bunları iş olsun diye vermediğini aklımızdan çıkartılmamalıdır. Bu dinin koruyucusunun Allah olduğu unutulmamalı, kendini koruyamayanların biz olmaz isek bu din de olmaz benzeri laflarına prim vermemeliyiz.
Haram helal kaygısı taşımayan, gündelik ibadetlerini bile yapmayan ama mangalda kül bırakmayan ve de Osmanlı olduğunu sanan, film ve diziler ile gaza gelen, dünyaya nizam verdiğini ve kıskanıldığını zanneden içi boş dışı hoş yığınların varlığı kazanım değil, kayıptır. Bunları ıslah edecek adımlar atılmalıdır.
Tarih bir bilimdir, hikâyecilerin ve şarlatanların elinden alınıp bilim hassasiyeti ile topluma anlatılmalıdır. Tarihten ve tarihi şahsiyetlerden ibret alınmalıdır! En azından meclis kayıtları okunmalıdır. Daha 2002 yılında DSP milletvekilinin kökü dışarıda olan örgüt hakkında isim vererek yazılı soru önergesi verdiği görülür idi!
Birileri istese de istemese de dini gruplar ve yapılar olacaktır! Bu yapıların din baronlarının ve istismarcılarının eline geçmesi engellenmeli, din yalnız Allah’ a has kılınarak Nebevi metotlar ile öğretilmeli, her türlü hurufatın önüne geçilmelidir.
Kul hakkı unutulmamalı, Hakkın hatırı alidir hiç bir hatıra feda edilemez gerçeği es geçilmemelidir. Zaferden değil seferden sorumlu olduğumuz bilinci ile seferlerimiz istikamet ve helal dairesinde olmalıdır.
Yenikapı’da açılan yeni yol ümit verici olsa da geçmişteki hatalar endişeye sevk etmektedir. Ne de olsa probleme sebep olanlardan problem çözmesini bekliyorsun! Nasıl ki Balyoz ve Ergenekon sulandırılıp kişisel hırsların kavgasına dönüştü ve amacından saptı ise darbe kalkışması terörü de aynı şekilde sulandırılacağı ve amacına hizmet etmeyeceği kuşkusuna düşmeme neden olmaktadır. Nedenlerimi maddeler halinde sıralayayım:
1- O dönemdeki gibi medya suç uydurmaya, asparagas üretmeye başladı, (oyun şifreleri, kaçak askerlerin Kandil’e sığınması vb.)
2- Manipülasyonlar ve hızlı gündem değişimleri gözlemlenmekte, geçmiş çok çabuk unutulmakta, düşmanlar dost diye pazarlanmaktadır.
3- Bataklık yerine hala sinekler ile uğraşılmakta, kolay ama anlamsız kararlar alınmakta ve karalamalar yapılmakta! Adalet ve hak diyenler özellikle kökü dışarıda yapıya bağlı ve ilişkili olanlarca susturulmaya çalışılmaktadır. İşi gücü cinlik olanlar işi cinlere kadar getirmekte, kendi kandırılmış olmalarını Allah’ı da kandırdılar deme noktasına getirecek kadar masum pozuna bürünmektedirler.
4- Temizlik yapılıyor bahanesi ile alan açılmaya çalışılmakta bu esnada kurum ve kuruluşlar kriptoların kararlarına bırakılmaktadır! Siyasi yapı ile iç içe olanlara hala dokunulmamakta ama sıradan diye bilinen insanlar derhal cezalandırılmaktadır! Devlet olarak garanti verilen okullarda okuyan 65.000 civarında genç kurunun yanında yaş ta yanar mantığına kurban edilmektedir. Bu öğrenciler hakkında yaklaşık 2 yıldır istihbarat çalışması yapıldığı ve kimin kim olduğu bilindiği halde yapılmaktadır!
5- Asıl kızılması gereken terör yapısının beslendiği adaletsiz sınav, adaletsiz atama, dinin has yapısının ve kurumlarının bozulması gibi temel hususlar olması gerekirken hala bunlar dert edilmemekte kukla ve sinekler ile uğraşılmaktadır.
6- Kişisel olarak kandırılmış olmak ile kamu yöneticisi olarak kandırılmış olmak farklı sonuçlar doğurur, bunun hukuki sorumluluğu olduğu unutulmamalıdır. Kandırıldım bahanesi sakız gibi ağızlarda geviş getirilmekte, ama cin gibisin ticarette malı götürmede yada başak ilişkilerde niye kandırılmadın sorusu cevapsız kalmaktadır.
7- Meydanlarda ABD, AB ve NATO ya küfürler edilmekte ama masa başında övgüler ve iyi temenniler dizilmektedir bu da paralel yapının devam ettiğini göstermektedir! ABD genelkurmay başkanının açıklamaları, ordunun NATO’ ya göre yeniden tanzim edileceği beyanları ile toplumun beklentileri taban tabana zıt yöndedir. Kim canı gönülden kahrolsun ABD ve yerli işbirlikçileri diyemiyorsa bilsin ki ona bunu söyletmeyen yapı ve düşünce kuluçkaya yatmış bir ihanet şebekesidir.
Rabbim bizleri ibret ve ders alanlardan eylesin, vatanımızı ve milletimizi daha büyük belalardan ve musibetlerden korusun…