Bayram Geliyor
Mübarek Ramazan, zaman diliminden üzerine düşeni alıp gidiyor, sayılı günler her zamanki gibi gelip geçiyor. Vaat edilen gerçekleşiyor. Tefekkür edenler için bayram, ağlayanın da güleninde üzerine geliyor.
Gelen geliyor, geçen gidiyor, maalesef değişmeyen günümüz Müslümanlarının her zamanki gündelik işlerin peşinden gereğinden fazla koşması, günü kurtarma sevdasından vazgeçemeyişi ve dünya perest olmasıdır.
Hemen hemen her Ramazan değişik coğrafyalarda Müslüman kardeşlerimiz öldürülürken gayet azınlık bir kesimin bunu protestosu diğerlerinin de dostlar alışverişte görsün babından kınamaları ile geçip gidiyor. Ramazan ikliminden sonra yine her şey unutuluyor! Nasıl olsa bayram geliyor!
Bu arada Müslüman kardeşlerimiz dediğimizde bizim için bu tabirin içine Doğu Türkistan da giriyor, Türkmeneli de giriyor, dünyanın neresinde olursa olsun isterse 1 kişi olsun bu tabirin içine giriyor. Birilerinin siyasi hatalarından dolayı sanki bu konularda hassasiyet taşınmıyormuş gibi bir hava estiriliyor. Kimse ideolojik takıntılarını insan olma vasfının önüne geçirmesin. İnsana hizmet etmeyen her ideoloji başlı başına terördür zaten.
Bu Ramazan ayında da terör devleti İsrail varoluş gayesinin gereğini yapıyor. İsrail’i paradan beslenen, dini imanı para olmuş azgınlar ile, paranın dini imanı olmaz diyen gafiller besliyor! Müslümanlığı isimden sıfata geçiremeyenler Allah’ın boyası ile boyanamayanlar, kendi nefislerine hoş gelen uyduruk dinleri ile oyalanıp vicdanları ölçüsünde İsrali telin ederek yine günü kurtarıyor.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun!..” (Tevbe S., 119.Ayet)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Herhangi bir topluluğa benzemeye çalışan, onlardandır.” (Ebû Dâvûd, Libâs, 4/4031)
Sahi sadıklar ile mi beraberiz yoksa yenilik ve değişim adına sürekli kafir plan ve programlarına çeşni olanlarla mı beraberiz. Günü kurtarma adına geleceğini satanların, işbirlikçilerin, boyun eğenlerin, söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmayanların, davasını satanların, harama el uzatanların, ekonomik sistemi kâfire benzeyenlerin, din bezirgânlığı ve din ticareti yapanların sadık olma durumu var mıdır? Onlar ile beraber olanlar Allah’tan gerçekten korkuyor mudur? Allahtan gereği gibi korkmayanların bayramı ne bayramıdır?
Bir topluluğa benzeme kılık kıyafet ile başlar, dil ile devam eder onlar gibi düşünmeye başlayarak sürer gider.
Osmanlının son dönemlerinde başlayan batılılaşma hastalığı bu süreçlerin hepsini aşama aşama bu topluma enjekte etti. Artık Hristiyan papazlar, kızlarınıza söyleyin haç taksınlar Müslümanlardan ayırt edilemiyor deme noktasına geldi. Çıplaklık şeytani nefislerin bayramıdır.
Tabelalar, şirketlere verilen isimler, ruhsuz binalar, ruhsuz kentler burası neresi diye sormamıza vesile oluyor. Kent(!) adını verdikleri yerleşkeler(!) de ülkenin dilidir! Topraktan uzak beton içinde betonlaşan kalpler daha çok beton dökerek bayram edebilir.
Batı dilini kullana kullana kendini tarif edenler gerçekten kendi midirler? Siyasi jargonunu batı dili ile kurarak akıllarınca köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyenler ayının yeğeni olmaktan başka ne elde edebilirler.
Düşünüldüğünde liberalliğin, demokratlığın, muhafazakârlığın bizim ruh kökümüzle ilişkisi olmadığını göremeyenler bu söylemlerin kapitalizm ve sömürünün jargonu olduğunu anlayamayanlar hangi zulümle mücadele edebilir. Kâfirin bizi tarif ettiği lügat kullanılarak nasıl onlar ile mücadele edilebilir. Bu lügatleri kullana kullana bu günlere gelindi hala uyanmayacak mıyız?
Onun içindir ki göbek atarak çalgı çengi ile Filistin’e yardım toplanıyor. Onun içindir ki kumsalda öldürülen çocuklar öldürülen foklar kadar tepki çekmiyor. Onun içindir ki coca cola tabelası ile dükkânını tarif eden zat kahrolsun İsrail diyerek kendini rahatlatıyor. Onun içindir ki zalim destekçilerine demokratlık namına ses çıkartılmıyor.
Hak batıl ayırımını yapmadan, hakkı batıla bulaştırarak hak mücadelesi yapılmaz. Konjonktüre uyanlar konjonktür bayramı kutlar, hem de havai fişekleri ile. Nede olsa reklamın iyisi kötüsü olmaz!
Mangalda kül bırakmamanın ne olduğunu bilmeden, mangalda kül bırakmayanlar keşke deli olsa idiniz de her gün bayram kutlasa idiniz!
Bu seneki bayrama yaklaşırken de zulümler, ihanetler, zavallılıklar değişmedi! Değişen bir şey varsa hakkıyla tefekkür edenler için var. Başımıza gelenlerin en büyük sebebi batıla benzememiz ve meyletmemizdir. Bu kafa ile daha çok Filistin, Irak, Moro, Doğu Türkistan, Türkemeneli, Suriye, Mısır acıları ile bayram kutlarız. Nasıl olsa bayram geliyor!
Tefekkür edenler şunu da görüyor. İşbirlikçilik ve taklitçilik batıyor, Hira mağarasının anlamını bilmeden ahkâm kesenlerin cehaleti sırıtıyor, lafla peynir gemisi yürümüyor, ihanet şebekeleri son oyunlarını oynuyor. Gerçekten bayram mı geliyor?
Bu vesile Ramazan Bayramınızı tebrik eder, birlik, kardeşlik ve dirilişe vesile olmasını Yüce rabbimden niyaz ederim.