Site Rengi

DOLAR 34,8721
EURO 36,7488
ALTIN 3.039,83
BIST 10.058,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 9°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
9°C
Hafif Yağmurlu
Cum 10°C
Cts 11°C
Paz 8°C
Pts 10°C

Asker millet el ele

REKLAM ALANI
17.09.2019
436
A+
A-

Bu yazımda Esenler gündeminden uzaklaşıp, ülkemiz genelinde meydana gelen ve beni de derinden üzen, birlik ve beraberliğimize kast eden konulara değinmek istedim.

Milletin bağrından çıkmış ve hiç çekinmeden ülkemiz müdafaası için can veren askerlerimize Cenabı Allah’tan rahmet diliyorum. Milletimizin bir kez daha başı sağ olsun…

ARA REKLAM ALANI

Öte yandan ülkemizin ve milletimizin huzurunun kaçtığı, askerlerimizin adeta hedef tahtasına oturtulduğu bu günlerde, her zamankinden daha fazla huzura ve sükûnete ihtiyaç duyduğumuz bir dönem içerisindeyiz.

Demokrasinin, sosyal ve hukuk devletinin teminatı olan asker, bizim arkadaşımız, arka taşımız, sırtımızı dayayacağımız yegâne taş.

Bir başka deyişle, Eski Türkler de askerler savaşırken, arkadan gelebilecek herhangi bir saldırıyı kontrol edebilmek için sırtlarını bir ağaca, bir kayaya veya taşa vererek ok atarlarmış.

Şöyle ki;

Atalarımız bozkır hayatı yaşadıkları için sırtlarını dayadıkları nesne genelde bir taş veya kaya olurmuş. Yıllar sonra sırtlarını dayadıkları taşın ismi “ARKA – TAŞ” dan “ARKADAŞ” şeklinde dilimize yerleşmiştir. Bugün bile güvenebileceğimiz bizi arkadan vurmayacak olan, samimiyetine güvendiğimiz kişilere verdiğimiz isimdir.

Türk milletinin gönlünde en güzel yerini elde etmiş, taht kurmuş olan Türk askeri ve ordusunu, milletin nazarında küçük düşürme ve itibarını zedeleme çabalarının olduğunu görüyoruz hep.
Bu çabalar ve girişimler kısmen başarılı olmuş da gözüküyor maalesef.

Zira daha evvel hiç bir kurum ve kuruluş, asker veya ordu hakkında olumsuz beyanat veya propaganda yapmıyordu, yapılmıyordu. 

Milletin algısındaki iyi asker portresini bozmak yıkmak, asker ve milletin arasına fitne fesat sokma çabaları son zamanlarda iyice arttı ve kısmen de olsa, kötü emellerine kavuşmuş gözüküyor olsa da bunlara fırsat vermemenin gerektiği inancını taşıyorum

Her zaman halkını milletini öven, hakkını teslim eden ülkemizin kurucusu ulu önder ATATÜRK’ÜN, dediği gibi, ‘Hâkimiyet, kayıtsız şartsız milletindir’ ülküsü tavsiyesini aklımızda, hatırımızda tutmamız ve bu yönde politikalar üretmemiz en doğru ilke olacaktır.

Bu nedenle;

Bizler herhangi bir oyuna gelmeden bir takım dahili ve harici düşmanlarımızın olacağını unutmamalıyız.

Hepimiz biliyoruz ki, Türk halkının inanış ve itikadında, asker ocağı peygamber ocağıdır anlayışı ve felsefesi vardır. Bu anlayış ise Türk halkının olmazsa olmaz değerlerimizdendir.

Bir asker torunu olarak şunu söylemek istiyorum. Tutunacağımız dal, sığınacağımız liman ve son kalemiz olan bu ocağı yıpratmayalım…

Dedelerimizin vatan millet gibi değerler uğrunda şehit düştüğü, ülkemizin daima payidar kalması için ordu, millet, devlet el ele vermesi gerektiğini düşünüyorum.

Askeriye içinde bir şekilde yer elde etmiş halk ve millet düşmanlığı yapanlar varsa ki, o çürük elmaların ayıklanması, damarlarına sızmış denilen parazitlerin bir an evvel atılması kanaatindeyim.

Bugün;

Türk halkını milletini yücelten bir anlayış ve düsturla ülkeyi yönetmeye çalışan iktidarların, devlet, millet ordu kaynaşmasını tekrar tesis edip, asker millet el ele sloganını adeta nakarat haline getirerek kaynaşması sağlanmalıdır. İşte o zaman kendisini bu ülkenin sahibi, hamisi görenler şöyle bir durup düşüneceklerdir. Biz gücümüzü kimden alacağız halktan mı, yoksa karanlık güçlerden mi diye.. Zaten tarihe baktığımızda bunun en güzel cevabını da Ulu Önder Atatürk vermiş.

Değerli okurlarım;

Bu bağlamda Ulu Önder ATATÜRK’ÜN yaverinden bir anıyı aktarmak ve sizlerle paylaşmak istiyorum.
Gazi, Mustafa Kemal Çiftliğinde dolaşıp hava alırken oldukça yaşlı bir kadına rastladı. Atatürk atından inerek, ihtiyar kadının yanına sokuldu.

Merhaba nine, dedi. Kadın, Ata’nın yüzüne bakarak hafif bir sesle merhaba, dedi. Nereden gelip nereye gidiyorsun? diye sordu.

Kadın şöyle bir duralayıp; neden sordun ki, dedi buraların sahibi misin? Yoksa bekçisi mi?

Paşa gülümsedi. Ne sahibiyim, ne de bekçisiyim nine.
Bu topraklar Türk milletinin malıdır.
Buranın bekçisi de, Türk milletinin kendisidir.

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.