Müziğe verilen bir ömür… Balkanlar’ın Pavorottisi
Balkanların Pavorottisi olarak anılan, asıl mesleği diş teknisyenliği olan Rumeli müziğinin sevilen sesi Ramazan Günay ile yarım asırlık müzik aşkını ve bugünkü çalışmalarını konuştuk. Rumeli türkülerinin vazgeçilmez isimlerinden Ramazan Günay 75 yaşında hâlâ aynı sevgi ve heyecanla, amatör bir ruhla profesyonelce mısrala ses veriyor, sevenlerinin kulağının pasını siliyor. Ramazan Günay’ın sorularımıza verdiği cevaplarla sizleri başbaşa bırakıyorum.
Önce sizi tanıyabilir miyiz?
İsmim Ramazan Günay. 1944 yılında Makedonya’da dünyaya gelmişim. Müzik hayatımın tamamında var diyebilirim. 1973 senesinde Türk Sanat Müziği dalında birinciliklerim var, altın plaket aldım. Bir tane sanatçımız var Arif Şentürk. O bir, ben iki numarayım. Bütün illerde, ilçelerde Rumeli düğünlerinde olurdum o dönemde. Özellikle sokak düğünleri meşhurdu. Sonra salon düğünleri yaygınlaştı. 11-12 yıl oldu, Rumeli Televizyonu açılınca ben program yapmaya başladım. Benim asıl mesleğim sanatçı değil. Sanatçı dediğin zaman profesyonelce yapar ve para kazanır. Ben amatörce yaptım, hobi olarak yaptım. Esas mesleğim protez uzmanıyım. Diş teknisyeniyim.Yıllarca bu meslekten ekmeğimizi kazandık. Sonra laboratuvarımızı kapattık, televizyonda programlar yaptık. Rumeli halk türkülerini, yöresel türküleri, Ege yöresinden türküler okudum. Mesela Yörük türküleri, Karadeniz türküleri, orta Anadolu türküleri bunları o atmosferde televizyonda programlarımda seslendirdim.
Kaç yaşındasınız kaç yıldır icra ediyorsunuz bu mesleği?
Ben 75 yaşındayım. 50 yıldır bu sanatı icra ediyorum. Rumeli türkülerini söylüyorum. Türk sanat müziği de söylüyorum.
Yavuz Selim Korosu’na nasıl dahil oldunuz?
Sağ olsun Yavuz Selim Mahallesi Muhtarımız Recep çok sevdiğim bir kardeşim. Ahmet, Ekrem Beşkardeşler Esenler Rumeli Türkleri Derneği’nden onlarla istişare ederken (Böyle böyle bir dernek var.
Türk Sanat Müziği Derneği. Buraya gelir misin?) dediler. Ben de memnuniyetle dedim. Böyle başladık 3. yılımız bu sene. Çok keyif alıyorum. Recep muhtarımız sağ olsun. Hocamız var Adnan Kılıçakman. Koronun kurulmasında emeği var. Muhtarımız eksik olmasın o da çok değer veriyor. Bir de buraya gelen arkadaşlarımız var. Osman Bölükbaşı, Refik kardeşimiz buraya çok hizmetleri dokunan arkadaşlarımız. Yani müzik aşkı ve karşılığında bir şey yok. Zaten biz de buraya gelirken karşılık beklemeden geliyoruz, şevkle zevkle yapıyoruz. Ben mümkün mertebe Rumeli Halk türkülerini icra etmeye çalışıyorum. Sanat müziğine aşiyanım.
Çanakkale Türküsü’nün ayrı bir yeri var
Çanakkale türküsü var mesela… Çok güzel bir eser. Ben bunu literatüre soktum.18 Mart 1915 şehitlerine atfen bir türkü. Ama bu türküyü herkes Çanakkale türküsü zanneder. Aslında ben televizyon programlarında aynı şeyleri söylüyorum. Bu türkü Kastamonu yöresi ve anneleri şehit düşen evlatlarına ağıt olarak çıkmıştır, yakılmıştır. Ayrıca bu türküyü Türkçe, Arnavutça ve Boşnakça yaptım. Büyük bir keyif alıyorum. Rumeli televizyonunda Yaşar Özen’le çok kıymetli programlar yaptık. Onun korosuna katıldım iki defa, misafir oldum. Söylediği bir şey var beni çok mutlu etmişti: “Benim ekürüm geldi” yani ses olarak.
Televizyon programcılığı yaptığınız zamandan bahseder misiniz?
Televizyon programcılığına gelirsek birçok televizyona konuk oldum. Kanal 7, Tgrt, Star, Kanal 6, Atv buralara konuk sanatçı olarak davet edildim birçok kez. TRT Ankara’ya özel olarak gittik. Grup olarak folklorumuzla beraber çok güzel şeyler yaşadık. TRT’ye vermiş olduğum Arnavutça 3 eser var. 3’ünün de çevirisini ben yaptım. 1 ay önce bir Çarşamba günü 4G ile canlı bağlandık Arnavutluk Tiran’da ‘Doğruya Doğru” programına konuk olduk. 40 dakika canlı yayında kaldık bir akardion sunucu, bir de ben. 4-5 eser okudum, çok güzel bir programdı. Benim esas dilim aslında Arnavutça ama ben Türk dilini çok iyi öğrendim. Diş teknisyenlik okulunu bitirdim. Başka türlü labaratuvar açma imkanı yoktu.
Yavuz Selim Korosu’nu bize anlatın desek ne söylersiniz?
Yavuz Selim Mahalle Korosu sanki bir aile gibi. Yani herkes birbirine sevgiyle, saygıyla yaklaşıyor. Başta muhtar, koro başkanı hepsi çok ilgili biz burada amatörce yapıyoruz. Ben bir albüm yaptım kendi bestemle. Kemalin kızı diye bir eser. Sözlerini Bayram Kaptan kardeşim, derlemeyi kendim yaptım. Albümün ismi de Kemalin Kızı. Onu da hatıra olarak sakladım. Hayatım müzikle geçti ve keyif alıyorum. Müzik evrenseldir. Eğer kulağına hoş geliyorsa her müziği dinleyeceksin.
Vatan, ezan, bayrak namustur
Türkiye Cumhuriyeti bizim Cumhuriyetimiz. Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlıyız. Bu ülkeye iyi ki Atatürk gibi insanlar gelmiş. Hele ki Çanakkale geçilmez, yedi düvele meydan okunmuş. Şimdi oradaki Seyit Onbaşı’yı düşünün. Oradaki 15 yaşındaki Kabataş Lisesi’nin gençleri hepsi şehit oluyorlar, geri dönen yok. Bu ülke kanla, canla yazıldı kolay kolay kimseye boyun eğmeyiz. Bizim ordumuz kuvvetli, bizim ordumuza kimse laf söyleyemez. Biz Türkiye’de çok mozaik bir kitleyiz. Her yerden insan var. Nereli Güneydoğulu, nereli Karadenizli nereli, Egeli, Bosna’dan ama hep birlikte yaşıyoruz Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde. Çok da güzel vatanımız var.
Atatürk bu ülkeyi Türk gençliğine emanet etmiş. Bakın yaşım yetmiş ama vatan için davet etsinler giderim süngüyü takar savaşırım, bu vatan için. Vatan bir, ezan iki, bayrak 3 bunlar namustur. Türklük budur…