İmamoğlu’ndan Soylu’ya “Ahmak” yanıtı
Üsküdar’da gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu,
Strasburg’da yaptığı konuşma üzerinden kendisine isim vermeden “ahmak” nitelemesinde bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’a tepki gösterdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını, yanıtladı. İmamoğlu’na ilk olarak, “Dün akşam korumalarınızın, bir şoförü darp ettiği, görüntüleri izlediniz mi. Korumalarınız bu olaya nasıl karışmış” sorusu yöneltildi. İmamoğlu, bu soruya şu yanıtı verdi:
Koruma yanıtı
“Süreci takip ediyorum. Koruma arkadaşlarımızın, ne yazık, böyle hiç de yakışmayan ve kabul etmeyeceğim şekilde vatandaşla bir diyaloğu oluşmuş. Tarif edilenler doğru değil. Darp, tekme tokat ve bunun gibi saldırı biçimleri doğru değil. Ama her ne koşulda olursa olsun, hangi koşulda olursa olsun benimle çalışan hiç kimsenin böyle bir münasebetsiz tavrına ve sürecine asla müsaade etmem.
Belki başka görüntülerle karıştırmış olabilirler. Ama burada takibimde. Aileden de özür dilediler. Aile bu özrü kabul etti. Yani çoluk çocuk, eşi bu ayrı olsa da yapamazlar. Hiç kimse yapamaz. Birisi polis memuru arkadaş, diğeri güvenlik arkadaşımız. Süreci takip ediyorum. Gerekli soruşturma da yapılacak. Benim yanımda olan hiç kimsenin böyle hadsizliği, tavrı davranışı olamaz. Ben de aileden özür diliyorum, aile ile irtibattayım ben de kendileriyle görüşeceğim zaten.
İstanbul’da benim çalıştığım organizasyonun içerisinde kim olursa olsun, sadece yanımda diye değil, kim olursa olsun vatandaşına güler yüzle, anlayışla ve bir seviye içerisinde davranış içerisinde bulunmak zorundadır”
Özel Halk Otobüsü yanıtı
“İstanbul’daki toplu ulaşım meselesinde çok kronik sorunlar var. Özel halk otobüslerinin dizaynı konusunda da sorunlar var. Bu bizim masamızı oldukça meşgul eden bir konu. Biz, bu konu da en az yedi-sekiz kez toplantı yaptık. Aralık sonunda çalıştay koyduk.
Özel halk otobüslerinin verilme biçimi var. Mesela belli kişilerin yüksek sayıda otobüsü var. Bu yanlış. Olması mümkün değil. Statüsünde doğru da değil. Bu bakımdan biz orayı daha sağlıklı, daha halkına hizmet eden, mesela dar bölgelerde görev yapıyorlar, başka bir yoğun olan bölgeye aktarım yapamıyoruz. Böyle kısıtlılık içerisinde süreç söz konusu. Bütünüyle bunu tamir edecek bir çalışma içerisindeydik. Dün yaşananlar trajik ve çok üzücü. Kaza demek mümkün değil. Adli bir durum söz konusu.
Kişinin oraya dalış biçimi, ardından yaptıkları tümüyle farklı sebepler içeriyor elbette. Bu anlamda da adli soruşturmaları devam ediyor. Bizim de almış, almakta ve alacak olduğumuzu tedbirleri bütünleştirirsek bu konu bizim için çok hassas ve önemli.
Gazeteciler, İmamoğlu ile “Vatan Emniyet Müdürlüğü’ne Özel Halk Otobüsleri Derneği Başkanı geldi. ‘Bir şoförde bıçağın ne işi var’ diye sorduk. Kendini koruma amaçlı bıçak taşıdığını, linç edildiğini söyledi” bilgisini paylaştı. İmamoğlu, bunun üzerine, “Biz, o açıklamayı yapanı bile soruşturacağız. Bu kadar derin bir iş. O açıklamayı yapanın mantığını soruşturacağız. Tam da söylemek istediğim bu. Orada var olan yapıyı tümüyle analiz edeceğiz. O cevabı veren insanın nasıl oda başkanı olduğunu dahi sorgulayacağız” açıklamasını yaptı.
İçişleri bakanı yanıtı
İmamoğlu’na son olarak, “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bir açıklaması oldu. Bir yandan kayyum atamaları da devam ederken, sizin Strazburg’da yaptığınız konuşmayı eleştirdi. Onun cümleleriyle söyleyeceğim; “Avrupa Parlamentosu’na gidip Türkiye’yi şikayet eden ahmağa sesleniyorum. Yazıklar olsun bu milletin sana verdiğine. Kursağından geçenlere yazıklar olsun” sorusu yöneltildi. İmamoğlu, bu soruyu da şu şekilde yanıtladı:
“Arkadaşlar ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye. Seviyesine inmeyeceğim bir alan bu. Seçim sürecinde de seviyesine inmeyeceğimi defalarca dile getirmiştim.
O tarafına çok girmek istemiyorum ama oraya bir cümle kurmak isterim. 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır.
Önce ona bir odaklansın. Ama çok tabi benim inmeyeceğim seviyede. Yine ben onu devlet adamlığı yapmaya davet ediyorum ama yeter! Bıktım artık! Artık davet ede ede o da bir karşılık bulmadı.
Birincisi; ben, Strasburg’da Türkiye’yi nasıl anlattığımı çok iyi biliyorum. Tamamı YouTube’da var. Bir-iki kelimeyi bilgi edinip, bunu söylemek… Sadece işte böyle araştırmadan, lafını bilmeden, bugün söylediğini yarın unutan kişiler ancak bunu yapabilir. 6-7 sene önce birini övüp, ona karşı tehdit savuranlar ancak böyle hatalar yapabilir. Ben, o seviyeyi bilmiyorum. Ama ben, Strasburg’da memleketimi gayet iyi savundum. Onların söyleyemeyeceği, yapamayacağı derinlikte ve şiddetle, mülteci konusunda, sığınmacı konusunda Avrupa’nın Türkiye’yi nasıl yalnız bıraktığını anlattım.
Aynı zamanda, buraya gelip raportör olarak çalışan heyete, hükümetin izin vermesi konusunun önemli olduğunu söyledim ve hükümete teşekkür ettim. Birçok içeriği var. Ben, orada geçerli şeyleri tek tek sıraladım. Bu konuda benim milliyetçiliğimi, benim milli duygularımı eleştirecek veya bunları seviyelendirecek…
Makamını bir kenara koyuyorum; öyle bir Allah’ın kulu yok. Benim kimseyi sorgulamayacağım gibi, o da sorgulayamaz. Zaten Allah’a havale ediyorum onu. Daha çok haddini bilen bir tavrı olmadığı için Allah’a havale ediyorum.