Esenler Davutpaşa Mahalle Muhtarı Abdullah Pehlivan: Mahallenin Güzin Ablası’yız
Her türlü dertte, sıkıntıda kapısını çaldığımız mahallelerimizin muhtarlarını sayfalarımızda misafir etmeye başladık. İlk misafirimiz ise Esenler’in en eski yerleşim yerlerinden birisi olan ve daha ziyade göçmen vatandaşlarımızın ağırlıkta olduğu Davutpaşa Mahalle Muhtarımız Abdullah Pehlivan. 18 Ocak 1973 tarihinde Esenler’de doğan ve burada büyüyen Muhtar Abdullah Pehlivan, “Ailem 60 yıldır Esenler’de ikamet ediyor. Bizlere kimi göçmen der, kimi ise muhacir, tabi bunlar önemli değil. Önemli olan insanlıktır” dedi.
Güzin Abla gibiyiz
Bölgedeilkhaber.com’a açıklamalarda bulunan Pehlivan şunları söyledi: “Baba mesleğini yapıyorum ve bunu da severek yapıyorum. İnsanlar bazen, (muhtar işte ne olacak gün boyu oturuyor. Bütün gün sadece bir mühür vuruyor, ikametgâh veriyor nüfus sureti veriyor) diyorlar. Ama iş aslında öyle değil, bizler ne ikametgâh verebiliyoruz ne de her hangi bir evrak verebiliyoruz. Bir zamanlar bir gazetede Güzin Abla vardı tıpkı onun gibi sadece vatandaşın derdini dinliyoruz. Çünkü mahallelinin kanalı tıkanıyor bizi arıyor, sokak lambası yanmıyor bizi arıyor. Velhasıl Güzin abla rolündeyiz bugün. Babam bu mesleği tam 40 yıl yaptı. Bayrağı ben devraldım. Bu bayrağı ilelebet Allah sağlık sıhhat ömür verdiği sürece yürütmeye mümkün mertebe devam edeceğim.” şeklinde konuştu.
Muhtarların sorumlulukları bitmez
“Muhtarların sorumlulukları anlatmakla bitmez” diyen Esenler Davutpaşa mahalle muhtarı Abdullah Pehlivan, “Muhtar mahallenin sırdaşı, ağabeyi, yareni, kardeşi yani her şeyidir. Vatandaşının derdiyle dertlenir, mutluluğuyla sevinir. Mühim olan insanları hoşnut etmek. En büyük sorumluluğu budur. Tabi bir muhtar olarak bu sorumluluğu hep taşıyorum” ifadelerini kullandı.
Mahallemizin problemleri var
Pehlivan açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Esenler’in bir çok mahallesinin olduğu gibi mahallemizin de problemleri elbette var. Esenler malum kısır döngü içerisinde ve dar alanda kısa paslarla gol atmaya çalışıyoruz. Yani biz böyle bir ilçeyiz, böyle bir mahalleyiz. Binalarımız eski, tek çözüm kentsel dönüşümdür. Ancak bu dönüşüm makul ve mantıklı olursa insanların refah içerisinde yaşayacağına inanıyorum.
Çünkü nihayetinde deprem bölgesinde yaşıyoruz, binalarımızın çoğu eski ve temellerimiz çok sağlıklı değil. Pabuç temel dediğimiz tarzda yapılmış inşaatlar. Belediye Başkanımız (muhtarım hadi ada bazında bir kentsel dönüşüm yapalım) diyor ama ben buna sıcak bakmıyorum.
Çünkü ada bazında denildiği zaman sadece bir adayı baz alıyorsunuz, onun altyapısı da yetmez, ulaşımı da. Benim şahsi fikrim, Davutpaşa Mahallesi’nin komple yıkılıp yeniden yapılması yönündedir. O zaman, yeşil alanımız, top sahamız, tenis kortlarımız, yürüyüş yollarımız, otoparkımız ve yüzme havuzumuz olur.
Kaçak köçek yapılar yapmışız
İnsanlarda şu zihniyet var. Babadan kalma 100 metre bir arsası var ve bu arsa üzerine üzerinde çift daire yapılmış. O kaçak köçek yapılan binanın yanı başında bir başkasının arsası var. Ne olacak şimdi?
İnşaat diliyle konuşursa Davutpaşa 12. 50 kat itifakı verilmiş. Yani bodrumla birlikte 5 kat demek. 5 katın üzerine çıkamıyorsun. Ama adam zamanında 6-7 kat yapmış. (Bire bir isterim para vermem) diyor ama kentsel dönüşümden de faydalanmak istiyor. Yani elini suya sabuna sokmadan 600’e, 700’e daire sahibi olmak istiyor. Ben buna karşıyım.
Bakın şahsıma ait 4 katlı binam var. Bana bugünün şartlarında deseler ki; (mahallenin muhtarı sen 70 metre daireye razı mısın?) Ben razıyım. Çünkü neden? Medeni yaşayacaksın, insan gibi yaşayacaksın. Burada iç içe akşamları arabayı park etmek için komşu komşuyla kavga ediyor. Uzun lafın kısası kentsel dönüşüm olmalı ama insanlar çok fazla üzülmemeli. İnsanlar da duyarlı davranıp devletine bir şeyler vermeli. Bu nasipten faydalanmalı diye düşünüyorum.”