Süreç Yönetimi
Süreç yönetimini anlamak için her şeyden önce süreç ne demek onu anlamak gerekir. Süreç: Aralarında birlik olan veya belli bir düzen veya zaman içinde tekrarlanan, ilerleyen, gelişen olay ve hareketler dizisi, vetire, proses demektir. Proses: yöntem metot usul, ilerleme, yönlendirme manalarına kullanılır. Vetire: Keçi yolu demektir.
Süreç; adım adım sonuca gitme, bulunulan durumdan arzu edilen duruma geçme çalışmasıdır. Sürek takibi ve ekibi kurmaktır.
Süreci yönetmek için alt süreçleri, gelişme alanlarını, başlangıç ve bitiş noktasını, girdi ve kısıtlamaları, işlem dizisini, değer katmayan faaliyetleri ve her şeyden önce sürecin sahibini belirlemek lazım.
Süreç yönetiminde çok başlılık ve yok başlılık sürecin akamete uğrayacağının ilk işaretidir. Süreç yönetiminde bir şeyi doğru ölçmek kadar doğruyu doğru ölçmekte önemlidir. Süreç yönetiminde önem, ehem, mühim, acil sıralamasını yapamayanlarda başarısız olacaklardır. Niyet ayrı amel ayrı ise süreç beklenen sonucu sağlamayacaktır.
Tarihsel süreçte idare etmek değil idare edilmek için yetiştirilen kişilerin ilerleme sağlayamadığı görülmüştür. İhanet ise idare etmek için yetiştirdiğin insanların başkasının idaresine girmesinden kaynaklanmıştır. Tarih ibret almak için okunmaz ise tarihte ihanet anlamına gelen şeylerin benzerlerini şimdi kurtarıcı çözüm diye sunmanız süreçte kaldıraç etkisi yapmaz daha çok takoz etkisi yapar!
Bu kadar izahattan sonra bizim meşhur sürece gelirsek. Bu sürecin başlangıcı yöntem açısından bile sancılı başladı. Şeref ve haysiyet noktasında irdelemelere sebep olacak kadar birlik ve belli düzen aşamaları yok sayılarak sürece başlandı. İlerleme ve gelişmenin bu tarz ile sağlanamayacağı ortadadır. İkircikli yaklaşımlar sürece hizmet etmez. Bu tür yaklaşımlar ve tarzlar olayı süreç olmaktan çıkarır. Siyasi bir operasyonun jeneriği havası estirir.
Akil insanlar heyeti diyerek süreçte başka bir yanlış daha yapıldı. Akil yiyen yiyici demek! Akıllı, ihlaslı, fikir ve istikamet sahibi adamlar denmek isteniyorsa. Heyetin müstesna bir iki isim haricinde pek akıllı pek kabul gören adamlardan oluşmadığı da görülüyor.
Ortak akıl denen uydurma şey şuranın ve danışma heyetinin yerini tutmadığı gibi akil adamlarda arif adamların yerini tutmayacaktır.
Süreç yönetiminde vicdana hitap etmek sürecin sahibini göstermez. Bülent Ersoy çocuğum olsa askere göndermezdim, analar ağlamasın gibi laflar ederken onu linç edenlerin şimdi aynı ağızla vicdanlara hitap etmesi bu süreci kumpanyaya çevirir.
Bu sürecin başlama noktası Oslo görüşmeleri veya Ada görüşmeleri ise süreç yine sıkıntıya girer! Sürecin başlangıcı ve bitişi belirlenmeli. Süreç başkanlık sistemin pazarlık argümanı havası estirmemeli. Bu sürecin başlangıcının Lozan anlaşması, bitişinin ise Yeniden Büyük Türkiye’nin kurulacağı 2. Yalta Konferansı olduğu ilan edilmelidir.
Kürt Açılımı diye söze başlayanlara biz şunu söylemiştik. Açılım diye yapılanların bir çoğu yapıldı ve yapılıyor. Kürt toplumunun Türk toplumu diye bir sorunu yok onların sorunu, onların tabiri ile laik TC ile. Bunun anlamadan Pentagon planları ile yola çıkarsanız Türk toplumun Kürt toplumuna hasım olmasına sebep olacaksınız. Maalesef gelinen noktada bu yönde ilerleniyor.
Kakma akıl ve çakma kurtarıcılar ile süreç yönetilmez.