Önemli bir yıl dönümü
Tarihimiz birçok şanlı zafer ve günlerle doludur. Her yıl bunların birçoğunun yıl dönümlerini coşku ve heyecanla kutlarız. Bu kutlamalar bazılarında tüm ülke sathında ulusal bayramlarda olduğu gibi yapılır, bazılarında ise yerel kurtuluş bayramlarında olduğu gibi yerel olarak kutlanır.
İşte 12 Mart ta tarihimiz ve ulusumuz için önemli olan bir gündü. İstiklal Marşımızın T.B.M.M. tarafından kabulünün yıl dönümüydü.
Kurtuluş savaşının kazanılmasından sonra bir milli marşın yazılıp bestelenmesi ihtiyacı doğmuştu. Bu marş öyle bir marş olmalıydı ki, milletimizin içinde bulunduğu coşkuyu ve ulusal kurtuluş savaşımızda göstermiş olduğu kahramanlığı, cesareti ve özveriyi yansıtmalı, bu duyguları gelecek kuşaklara taşımalıydı.
Bunun için bir yarışma açıldı ve yarışmada birinci gelecek esere verilmek üzere, o zaman için hiç de küçümsenemeyecek para ödülü kondu.
Yarışma sonunda katılımcıların eserleri değerlendirildi ve Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un şiiri T.B.M.M. tarafından Milli Marş olarak kabul edildi. Hem de oturuma katılan tüm milletvekillerince ayakta alkışlanarak.
Büyük şair Mehmet Akif Ersoy yarışma için ortaya konan ödülü kabul etmedi. Üstelik ödülün o zamana göre hatırı sayılır bir miktar olmasına rağmen. Ona göre Milli marş olarak kabul edilen bir şiir için verilen ödülü almak vatan ve millet sevgisi ile bağdaşmazdı. Çünkü şiir Milli Marş olarak Milletin temsilcileri tarafından kabul edilmiş ve artık bu marş milletin malı olmuştu.
Daha sonra düzenlenen beste yarışmasını ise Zeki Üngör’ün bestesi kazanmış ve böylece bu gün göğsümüzü gere gere coşku ile söylediğimiz İstiklal Marşımız ortaya çıkmıştır.
O gün tüm Milletvekillerinin coşkuyla ayakta alkışlayarak kabul ettiği istiklal marşımızı, bu gün meydanlarda düzenlenen törenler nedeni ile söylenirken durup dinlemeyi zulüm kabul eden, söylenirken yürüyüp giden, hatta aracının kornasını çalan halkın, İstiklal Marşımıza karşı takındığı saygısızlık ortada. Oysa o marş bizim milli bir değerimizdir. Dünya uluslar topluluğunda bizi temsil etmektedir. Ulusumuzun bağımsızlık hakkındaki duygu ve düşüncelerini en etkili biçimde yansıtmaktadır.
Kurtuluş Savaşı tarihimize göz attığımızda bağımsızlığımızı hangi zor şartlar altında kazandığımız açıkça görülmektedir. O halde bu kadar zor şartlarda kazanılan bağımsızlığımızın sembolü olan Milli Marşımıza karşı bu saygısızlık neden?
Bize çocukluğumuzda Milli Marşımız söylenirken durup saygı içinde dinlememiz, hatta araç içinde bulunsak dahi aracımızdan inip saygı duruşuna geçmemiz öğretildi Ve ben hala bunu uygularım. Ve marşımıza karşı uygulanan saygısızlığı gördükçe de büyük bir üzüntü duyarım. Milli değerlerimize sahip çıkmayı öğretemememizin, benimsetemememizin ezikliğini yaşarım.
Milli Marşımızın kabulünün birinci yıl dönümü dolayısıyla Mehmet Akif Ersoy’a bir gazeteci, “Sayın Ersoy, bu gün yeniden bir İstiklal Marşı yazmak isteseniz aynı coşkuyu verebilen bir marş yazabilir misiniz?” sorusunu yöneltir. Milli Şair “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazmayı nasip etmesin.” Cevabını verir.
Eğer yeniden bir Milli Marş yazmak istemiyorsak ulusça birbirimize kenetlenmek, milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmak zorundayız. Bizi bölmek, parçalamak, birbirimize düşürmek için çaba harcayanlara alet olmamalıyız.
Bu güzel marşı bizler için düzenleyip hediye eden milli şair Mehmet Akif Ersoy’a ve ünlü besteci Zeki Üngör’e binlerce kez teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyor ve her ikisini de rahmetle anıyorum.