Gerçek Özgürlük
İnsanın özgürlüğü; İstediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır der bir kelam ı kibar. Bu sözün mantığı çerçevesinde özgür olup olmadığımızı düşünmemiz gerekir.
İnsanoğlu için geçerli olan bu yaklaşım devlet ve devlet yönetimi içinde geçerlidir. Sıcak gündem Suriye meselesinde de özgür olup olmadığımızı zaman gösterecek.
Suriye ve diğer komşularımızla olan ilişkilerimiz acaba sadece bizim ülke olarak kendi isteklerimiz ve bunun doğrultusunda olan gelişmeler midir yoksa başkalarının yazdığı senaryolarda başrol kapma çabamızdan mı kaynaklanmaktadır. Sıfır problem söylemi ile çıkılıp gelinen noktada karaktersiz Suriye yönetiminden şamar yeme noktasına nasıl gelindi bunu bağımsız olan bir akıl anlatabilir mi?
Ülke ilişkilerinde sıfır problem demek sıfır beklenti demektir oda bu coğrafyada tarih ve coğrafya bilmememe anlamına ya da BOP eş başkanlığının havasına kendini fazla kaptırmaktan dolayı cezbe halinin benliği sarması anlamına gelir! Sıfır problem eşittir sıfır beklenti oda sonsuz mutluluk demektir ki oda bu coğrafya da şu anki pozisyonda züğürt tesellisi demektir.
Bunu gerçekleştirmek için tamamen bağımsız tamamen dirayetli olmanız gerekir. Arkadaş seçemeyenlerin, Nato’dan bağımsız hareket edemeyenlerin Kandil bombalamasını bile ABD’den görüş almadan yapamayanların bahsedecekleri sıfır, problemin adı değil hariciyedeki karnede alınan notun adı olabilir.
Tarihimizde postacı namı ile isim yapmış ve Osmanlıyı parçalama zihniyetine taşeronluk yapanlar da biliyoruz ki bunu vatanseverlik adına yaptılar. Başrol kapma sevdasına yaptılar. Şimdi postacılık yapıp etrafa posta koyanlara sen konuşmaktan ve söyleneni aktarmaktan başak görevin yok dercesine serserinin biri kafa tutuyor ve efelenme senaryosu çizik yiyor.
Senaryoyu yazan da ben bilmem merkez bilir havası ile aramızın bozuk olduğu İsrail denen bölgenin ana mikserinin yanına bizi itiyor. Bölgenin bu halde olmasının baş müsebbibi İngiltere’de bize ara gazı vermeden ve ateşi körüklemekten geri kalmıyor.
Öyle bir noktaya gelindi ki aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık. Suriye ile savaşa girsen anlamı yok, bu pervasızlığı cevapsız bıraksan yürek elvermiyor. İsrail vatandaşlarını uluslararası karasularda öldürüyor tepki yüzeysel, askerinin kafasına çuval geçiyor tepki yüzeysel, Suriye yönetimi denen çapulcu uçağını düşürüyor tepki yüzeysel.
Maalesef bu yazının yazıldığı pazar ikindi vaktinde bile uçağın füze ile mi yoksa uçaksavar ile mi düşürüldüğü net açıklanamıyor. Nato’dan destek bekleniyor! Nato yok 4. maddeyi yok 5. maddeyi gündeme alsın adı altında acziyet sergileniyor.
Şunu unutmayalım bir şeyin değeri bizim onu istediğimiz kadardır.
Hevesin kırıldığında hedefini hatırlamak insana moral motivasyon verir. Tabi hedefini başkaları çiziyor ve seni zor zamanlarda kendi başına bırakıyorsa hedefini değiştirmek özüne dönmek ve kalbinin sesini dinlemek gerekir. Önemli olan kalbin safiyetidir hedefinin Allah’ın rızasına uygun olmasıdır. Parlak sözlerin siyasette seçimler haricinde pek anlamı ve yeri yoktur. Eyleme dönüşmeyen söylemler hiçbir zaman kıymet taşımaz.
Kimi zaman yüreğin bir bildiği vardır, aklın hiç haberdar olmadığı. Düşünmek lazım böyle bir zamanda Abdülhamit Han nasıl davranırdı, Erbakan Hoca ne yapardı. Düşünmek lazım bu güne nasıl geldik bu BOP süreci neye hizmet ediyor. Düşünmek lazım En’am Suresi 116. ayette mealen “Yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyacak olursan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zan peşinde gider ve uydurup dururlar. “ ne manaya geliyor.
İbn-i Sina der ki:“Kendinin ne olduğunu bilen insan, bazı kendini bilmezlerin, onun hakkında söylediklerinden etkilenmez. “ kendinin ne olduğunu bilmek için ne idim ne oldum nereden geldim nereye gidiyorum sorularını iyice sormak ve ABD ye hizmet edenlerin bu coğrafyadaki sonlarını iyi düşünmek lazım.
“Öyle bir devim ki, hakikatte pireyim, Bir delik gösterin de utancımdan gireyim” diyen Üstadın talebesi olanlar, Büyük Doğu ile Büyük Ortadoğu Projesini birbirine karıştırmamalı adil bir cezanın da rahmet olduğunu unutmamalıdır.
Her şeyden önce özgürlük ne demek tekrar düşünmelidir!