Dünya bilgileri ancak Dünya da öğrenilir
Yaşlı bir kadın doktora gitmek için evinden çıktı. Köprüden geçerken başı döndü ve birden kendini soğuk sularda buldu.Tesadüf işte!.. Oradan geçmekte olan genç bir adam, suya atlayarak, boğulmak üzere olan kadını kurtardı. Hiç tanımadığı kadını kurtaran adamın öğretmen olduğu öğrenildi.
Adama sordular. Nasıl oldu? Neden kadını kurtardın? Genç adam;“suya düştüğünü görünce onu kurtarmayı düşündüm. O anda yapmam gereken şey buydu ve yaptım.” Dedi. Görsel medya da bu olaydan iki dakika bahsetsede; öğretmenin medyatik olma gibi bir durumu da yoktu.
Bir başka yerde, bir başka olay; Sokakta bir çanta içinde 20 ooo TL bulan adam, hemen çantanın sahibini aramış ve çantayı geri vermişti. Çanta bir kadına aitti. Hayatında ki tek mirası olan tarlasını satmış, bundan sonraki yaşamı bu paraya bağlıydı. Olayı duyanlar adamı kutlamak istemişler, fakat adam izin vermemişti. Sadece, çantayı geri vermenin doğru bir hareket olduğunu düşündüğünü söylemekle yetinmişti. Bu olay ise; adam medyadan uzak durduğu için, görsel ve yazılı olarak kamuoyuna yansımadı.
Dünyada her gün, bu tür olaylar yaşanmaktadır. Polisler, itfaiyeciler, gönüllü yardım eden kuruluşlar, halk arasında medyaya yansımamış birçok insan, birilerine yardım etmek için uğraşır durur.
Sizin de yaşamınızda buna benzer örnekleriniz eminim vardır. Yaşamış, görmüş ya da duymuş olabilirsiniz. Yukarıda bahsettiğim örneklerdeki adamlar, hiç tanımadıkları kadınlara yardım ederek, onların finansal hayatlarını kurtardılar. Çünkü yaşamlarında, hatırı sayılır bir kişisel uğraş vermişlerdir. Takdirden kaçmaları ise, bir anlık kapris değil, hayat referanslarındaki emin olma duygusundandır.
Nedir bu referanslar?
İnsanlarla iç içe yaşamaktayız. İyilik ve kötülük etmekte, insanın içeriği, ruhu ve dürtüsüne bağlı. Karşılık beklemeden iyilik etmek, öyle kolay bir davranış değildir. İki ya da daha fazla insanın örtüşen hassasiyetinden ortaya çıkar.
Hepimizin içinde her istediğimiz fikri destekleyecek yeterli referanslar vardır. Kendimizi güvende ya da zayıf, sevgi dolu ya da bencil, iyi ya da kötü hissedebiliriz.
İçinde bulunduğunuz ruhsal ve duygusal durum, referanslarınızı kullanacağınızı saptar. Korku içindeyseniz, korku referansı gelişir. Ne yaptığınızı değil, ne hissettiğinizi o belirler.
Eğer sevgi içindeyseniz, insanlara yardım etme referansınız gelişir. Merhamet dolu duygunuzdur o!..
Geçenlerde, yıllardır görmediğim arkadaşımı ve ailesini buldum. Bir telefon konuşmasında sözlerinin arasında annesi bana;” Biz sizlere daima ayıbı, günahı ve sevgiyi öğrettik.” Dedi.
İşte bu insanın zekâsının önemli ölçüsü, referanslar dokusunu nasıl kullandığıydı. Hepimizin geçmişten aldığı ve bu güne taşıdığı en büyük ders bu olmalı..
Yaptığımız iyiliklerden asla pişmanlık duymuyorsak; bu bize zihinsel huzur, temiz vicdan ve gönül rahatlığı verir. Çünkü hayat bir kariyer değil, misyondur. Yaşamımız boyunca aldığımız eğitim, edindiğimiz bilgilerin amacı onu temsil eder. Her birimiz, birine karşı bir şeylerden sorumluyuz.
. Uzun vadede, kendimizi mutlu ve doyumlu hissetmemizin tek yolu, iki kulağımızın arasındaki beyini iyi kullanmaktan geçer. Dünya bilgileri ancak dünyada öğrenilir, düşüncesini kabul ediyorsanız; o zaman dünyada sorumlu davranma özgürlüğünüzü kullanarak, hayatınızın anlamını açığa çıkarın.