Büyük İhanetlerin Küçük Parçası Olmak
Washington’da bir düşünce kuruluşu olan Woodrow Wilson Center’in Orta Doğu Programı Direktörü Henri Barkey, (CIA’nın kadrolu elemanıdır) 10 Eylül 2015 tarihinde Financial Times’ta yazdığı yazıda: “Ya seçimlerden aynı sonuç çıkacak ya da HDP Meclis’e giremeyecek ve şehirler havaya uçacak” derken neyi amaçlamış olabilir?
Çok partili hayata geçtikten sonra bu ülkede iktidar olup da baraj altında kalan partilerin haddi hesabı yoktur.
ANAP, DYP, RP, CHP, DSP, MHP gibi nice partiler milletin takdirine saygı duyarak meclis dışında kalmıştır.
Peki, binlerce ölümden sorumlu sayılabilecek HDP, barajı aşamadığı takdirde neden şehirlerde bomba patlasın?
Kirli siyaseti anlamak için derin konularda uzmanlaşmış olmaya gerek yoktur. Bu ülkede psikolojik bir savaş veriliyor ve bu savaş kanla, terörle dizayn ediliyor.
Ölüme sebebiyet verenler ile barış isteyenler aynı kişiler oluyor. Hem bekçi hem hırsız olmayı başarabilen bir platform var bu ülkede.
“Bodrum’da bombalar patlar” diye tehdit eden bir siyasi parti lideri allanıp pullanarak ve “barış” diye parlatılarak Ankara’nı göbeğinde elim bir terör olayı meydana geliyor.
Bu ülkenin meşru kuvvetleri terörle mücadele ederken adeta suçlu gösterilmeye, buna karşılık ise kırk yıllık kanlı terör örgütü meşrulaştırılmaya çalışılıyor.
Peki hangi terör örgütü uluslararası destek olmadan faaliyet yürütebilir? İngiltere’de şubesi olmayan terör örgütü var mı?
İki sorunun da cevabı hayırdır.
Pkk, Pyd, DAİŞ, DHKP-C, El Kaide, Boko Haram gibi küresel sistemin aparatları hep aynı merkezden kontrol ediliyor. Birbirlerine zıt gibi görünen bu örgütlerin ortak noktası aynı aka hizmet etmeleridir.
Pkk, Pyd; DAİŞ ile meşrulaştırılmaya ve legal sahaya çekilmeye çalışılırken, DAİŞ ile de Türkiye’de bölücü siyasetin koçbaşı HDP’nin kayan zeminini güçlendirmeye çalışıyorlar.
Her üçü de terör örgütü değil mi?
Daha dün Diyarbakır’da patlatılan bomba ile HDP’nin oyları yukarı çekildi ve garantiye alındı. Kobani ile katliamlara varan bir ayaklanma provası yapıldı.
Şimdi Pkk tarihinin en büyük hezimetini yaşarken, adeta fareler gibi köşeye sıkışmışken bu kanlı örgüte nefes aldıracak bir eylem zincirini Ankara’dan başlatıyorlar. Sıra Bodrum’a ne zaman gelir bilinmez. Zira Demirtaş’ın Bodrum tehdidi hala kulaklarımızda çınlıyor.
Hdp’in Van’da yaptığı mitingde çanların çaldığını görünce bunların ipini elinde tutanlar kanla yardıma koştular.
Ankara’da 97 can can verirken “oylarınızı HDP’ye verin” demek akbabaları bile geride bırakacak bir söylemdir.
ETA, IRA gibi terör örgütleri İspanya ve İngiltere hükümetleri ile anlaşarak terörü sonlandırırken “bizler neden bunu yapamayalım” diyerek yola çıkan siyasi iradeye adeta kan kusturuluyor.
Siyasi iradenin “kızılcık şerbeti” içerek girdiği yolda bu insanları yalnız bırakanlar, silahlanıp bomba yüklenirken ses çıkarmayanlar şimdi teröristlerin öldürülmesinden dolayı kıyameti koparıyorlar.
Dağda adeta son nefesini veren terör örgütü şehirlerde yaşatılmak isteniyor. Bölgeyi DAİŞ, Pyd ve Pkk ile dizayn edenler, örgütü kurtarmak için her türlü şeytanlığı yapmaktan geri durmuyor.
Artık miting yapmadan baraj üstende terörle kalan bir siyasi oluşumdan bahsediyoruz. Keleş ile tükürük ile şehirlerdeki bombalar ile tehdit eden bu siyasi oluşum, sazla, sözde barış mitingleri ile allanıp pullanırken, onlarca asker ve polis şehit eden teröristleri bırakın kınamayı, teröristlerin cenazesine katılmayanları parti disiplinine vermekle tehdit ediyor.
Belediyenin yol yapsın, hasta taşısın diye elinde bulundurduğu araçları hendek kazmak, terörist taşmak için kullanması karşısında ses çıkarmayanlar neyin hesabını yapıyor?
Defalarca yalanlanmış olan ve bizatihi yalan haberin sahipleri haberi özür dileyerek 10 dakika sonra yayından kaldırmış olmalarına rağmen hala Dağlıca terör saldırısı ile 400 vekil ilişkisi kuranlar ve buna inananlar, Demirtaş’ın “Bodrum’da bombalar patlayacak” sözü üzerinde hiç durmamalarını nasıl açıklayacağız?
Bazı siyasilerin devleti, askeri, polisi tehdit ettikten sonra şehit haberlerinin gelmesi karşısında ses çıkarmayıp devleti suçlayanlar eğer hipnoz etkisi altında değilse kesinlikle iyi niyetli değillerdir.
Asker ve polis şehit edilirken kalkan olmayanlar, protesto etmeyenler teröristleri kurtarmak için kalkan olmalarını asla iyi niyetle okuyamayız.
Siyasi anlamda yol alamayıp yollarını terör ile açanların ve bu noktada teröre ses çıkarmayıp adeta terörü destekleyen herksin eline kan bulaşmıştır.
Merhum Akif’ten mülhem “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.” Ama kaderde varsa ve yazılacaksa da bu millet destan yazmasını çok iyi bilir.
Önemli olan büyük ihanetlerin bilerek veya bilmeyerek küçük parçası olmamaktır.