Sana neler yaptık be dünya?
Adeta bahar gibi geçen, zaman zaman da yaz aylarının ılık günlerini andıran bir kış mevsiminin ardından oldukça sıcak bir yaz geçiriyoruz şu günlerde.Mevsimlerin bu şekilde geçmesinin nedenini, hepimizin bildiği gibi, uzmanlar Küresel Isınmaya bağlıyorlar. Peki ne oldu da dünyada bildiğimiz mevsimler şaştı da bu ısınma ortaya çıktı.Bunun tek nedeni maalesef yine biz insanlarız. Bir yandan aşırı petrol tüketimi, diğer yandan parfüm vs. gibi hava küreyi olumsuz etkileyen maddelerin aşırı kullanımı sonunda ozon tabakasının delinmesine neden olduk.
Dünyayı güneşi ışınlarına karşı koruyan bu tabaka delinince de güneş ışınları dünyayı olumsuz olarak etkilemeye başladı.Bu da dünyanın düzenli giden mevsim akışını değiştirerek olumsuz iklim ve doğa koşullarının ortaya çıkmasına neden oldu.Kutuplarda bulunan buzulların erimeye başladığını hepimiz duymuşuzdur. Bu buzulların tamamen erimesi sonucunda dünyanın karasal boyutunun da değişeceğini yine uzmanlar söylüyor. Böylece deniz kenarında bulunan bir çok yer sularla kaplanarak denizlerin altında kalacak.
Tabii bu iklim değişikliği dünya tarımını ve dolayısı ile dünya ekonomisini olumsuz etkilemektedir. Dünya yüzünde bir çok yerde,ülkemiz de dahil, kuraklık kendisini göstermiştir. Tabii bu aşırı sıcaklar insanlar üzerinde de olumsuz psikolojik koşullar yaratmaktadır.
Yayın organlarında her gün birilerinin birilerini hiçbir neden yokken öldüresiye dövdüğünü veya öldürdüğünü okumaktayız.Bu da gösteriyor ki, aşırı sıcaklar toplumda psikolojik dengeleri zayıf olan insanlarda da olumsuz etkiler yaratmaktadır.
Ancak tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen bu gidişi önleyici veya tam olarak önleyemese de yavaşlatıcı tedbirler maalesef dünya ülkelerince alınmamaktadır. Hatta ABD başta olmak üzere bazı ülkelerde alınmamakta ısrar edilmektedir. Umarız işin vahameti tam olarak kısa sürede anlaşılır ve çok geç kalmadan bu gidişi önleyici veya yavaşlatıcı tedbirler tüm dünya ülkelerince alınır. Bu konuda ülkeler işbirliği yaparlar. Aksi halde dünyanın yaşanmaz hale gelmesine ve belki de yok olmasına insanoğlu kendisi sebep olacaktır. Böyle vurdum duymaz davranarak sanırım Kutsal kitaplarda belirtilen kıyametimizi kendi elimizle hazırlamış oluyoruz.
Kendimizi düşünmüyor isek gelecek nesillerimizi düşünmek zorunda olduğumuzu unutmayalım. En kısa sürede gerekli, tedbirleri el birliği ile alalım. Bu gidişe dur diyelim. Dur diyemez isek bile yavaşlatalım. Bu konuda kısa dönemli değil çok çok uzun dönemli düşünmek zorundayız. Saygılarımla.