Sendikacınıza ulaşılamıyor, genel seçimden sonra tekrar deneyin
Normal şartlarda Şubat-Mayıs aralığında yoğun üyelik faaliyeti yürüten sendika yöneticilerini 2015 gündemi içinde aday adaylık telaşı sardı. Açıklanan enflasyon rakamları, alamadığımız enflasyon farkı, açıklanmayan ama yaşamakta olduğumuz ekonomik sorunlar, kaybetmekte olduğumuz özlük hakları noktasında bir iş yapmaya vakitleri yok. Seçime gittiler, dönecekler mi bilinmez.
Sendikaların bir sivil toplum kuruluşu olarak, hükümet veya yasa yapan siyasilerin karşısında, işçi ve memurların daha fazla haklarına kavuşması için var olduğunu biliyoruz. Sendikaların gücünü kullanamayarak, hakların alınmasında siyasete boyun eğmesi ülkemizde ne yazık ki bir gerçektir. Siyasete oy veren kamuoyunu oluşturan, seçen kişiler olarak sendika topluluklarının bu tezat içinde bulunması zayıf bir sendikacılığa yol açmaktadır.
İnsanların bu hayatta iki yönlü bir yaşam tarzı içinde bulunduğunu düşünebiliriz. Bu iki yönlü yaşam tarzından birincisi hayatın akışına bırakmaktır kendini. İkincisi ise ilkeli bir yaşamı tercih etmektir. Sendika birlikteliğini savunan ve bu yolda ilerleyen insanlardan da ilkeli olması beklenir. Kendimizi hayatın akışına bırakarak sendika mücadelesi vermek, siyasetin akışına da bırakmak demek olur ki, bu ilkesiz sendika mücadelesine yol açar.
Siyasi bir toplum yörüngesinde dönen ülkemizde, siyasetin toplumu geri bırakan yapısından sendikalarda nasibini almaktadır. Ülkemizde siyasetin ketum ve hakları vermekte cimri davranan yapısından dolayı, sendika yapılarının daha güçlü, daha bağımsız bir irade üzerine inşa edilmesi bir zorunluluktur.
Ancak bir güçsüzlüğe ve iradesizliğe yol açan; ideolojik bakış açısıyla partilere yakın olan sendikacılık, en başta hak kavramına, dolayısıyla üyelerine zarar vermektedir.
Toplu sözleşmelerde, kamu personeli danışma kurulu kararlarında, sendikaların oluşturmuş olduğu komisyonlarda, siyasetin karşısına bir bağımlılıkla çıkan sendika yöneticileri, üyelerine ihanet içinde olmaktadır.
Bugün ülkemizde, insanların hakkının alenen yenerek, atamalarda liyakat yerine adam kayırmacılığın olmasında, eğitimde belli bir standardın oluşturulmadan tek taraflı bir çıkmaz içinde öğretmenlerin emeğinin zayi edilmesinde ve öğrencinin geleceğinin karartılmasında, memurun hakkını alamaması ve enflasyon farkının memurda kalacağına devlette kalmasında, maden işçileri için yıllardır yapılamayan mücadelede, siyasete çanak tutan sendikacılığın payı büyüktür.
Ülkedeki bağımsız sendikacılığa, dolayısıyla adına yakışır bir hal ile yapılması gereken sendikacılığa zarar veren siyasetin altındaki sendikacılık, yanlış yol üzerinde gitmektedir.
Ülkemizde var olan bu resim karşısında , sendika yöneticileri üyeleri adına neyin peşinde olmaktadırlar?
Sendika yöneticileri siyasetin peşinde olmaktadırlar. Sendika yöneticiliği için seçildiklerini düşünmeden, siyasete olan diyet borçlarını sendika adı altında ödedikten sonra, siyasete ödemeye gittiler. Kendilerini sendika yöneticisi olarak zannettiğimiz ancak, siyaset yapmak için sendikacılığı bir basamak olarak görmüş sendikacıları gazeteler yazdı. Bunlar da isimleri ve son görevleri:
Memur Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu – AK Parti
Yargıçlar Sendikası Başkanı ve Çankırı Hakimi Ömer Faruk Eminağaoğlu – CHP
Eğitim Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Teyfik Yağcı – AK Parti
Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi Numan Şeker – AK Parti
Türk Eğitim Sen Kocaeli 1 Nolu Şube Başkanı Süleyman Pekin – MHP
Sağlık Sen İzmir Şube Başkanı Recep Atçı – AK Parti
Kamu-Sen Bursa İl Temsilcisi Selçuk Türkoğlu – MHP
Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Mustafa Uğur – MHP
Kayseri Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Aydın Kalkan – AK Parti
Eğitim Bir-Sen Bingöl Şube Başkanı Yunus Kava – AK Parti
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd.Doç. Hanefi Bostan – MHP
Bu liste uzayıp gider. “Memur ya da temsilcisi siyaset yapmasın mı kardeşim?” diyenler de olacaktır elbet. Biz de şunu sormak isteriz “aynı sendikanın HEP AYNI siyasi partiye aday vermesini nasıl açıklarsınız?” Bırakın seçme, seçilme hakkı masalı anlatmayı, sendika-parti evliliğinin resmi yukarıda. Siyasete gidişiniz olsun, dönüşünüz olmasın. Sendikaları özgürleştirmenin başka yolu yok…