Kurgu ve Düşüncesiz Düşünceler
Sözlük manası olarak kurgu: Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar; bir filmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini, bir anlam ve uyum bütünlüğü sağlayarak birleştirme, montaj.
Zembereğin kurulmuş olma durumu; iş alanına geçmeyip yalnız bilmek ve açıklamak amacını güden düşünce, kuramsal araştırma, spekülasyon.
Genel anlam olarak kurgu; tamamen veya kısmen gerçeklere dayanmayan; yazar veya sanatçının hayal gücünün eseri olan kişi, yer ve olaylar içeren eser demek olup; gerçekçi, gerçekçi olmayan ve yarı kurgu olarak ifade edilebilir.
Teknik anlam olarak kurgu, görüntülerin ve seslerin çeşitli kurallara ve yollara uygun olarak arka arkaya belli bir anlayışa uygun olarak sıralanmasına denir. Kurgu işleminde aşağıdaki üç temel noktadan yararlanılması gerekir;
Bir çekimden diğerine ne zaman ve nasıl geçilecektir? Çekimlerin sırası ve süresi ne olmalıdır? Olumlu görüntüsel süreklilik nasıl elde edilir?
Bir yapımın kurgusunda ön planda olan kişiler yönetmen ve kurgucudur. Kurgucu teknik ve estetik bilgisiyle yönetmenin kafasında oluşturduğu resmi gerçekleştirir. Ancak tecrübeli bir kurgucu sadece yardımcı olmakla kalmaz, fikirleriyle yönetmene ilham verebilir!
Kuleşov etkisi (Kuleshov Effect) keşfinin sahibi Lev Kuleşov, iki ayrı sahnenin birleşmesinden yeni bir mana, yeni bir temsil ve bu sahnelerin hiç de ifade etmediği üçüncü bir anlam ortaya çıktığını belirterek: “Bu keşfim, beni hayrete düşürdü. Bundan sonra montajın ne kadar büyük bir güce sahip olduğunu kavrayabildim.” demiştir.
Bu kadar izahattan sonra ülkemizde yaşanan sıkıntıların kurgu hatasından kaynaklandığını düşünmekteyim.
İktidar, “geliştir ve değiştir” kurgusu yerine, zaman yay olursa olur(saldım çayıra), eskiyi kötüle yenisi belki(Mevla’m kayıra) kurgusundan hareket etmekte nasıl, ne zaman, hangi sıra ile ve hangi süreklilikte olacağını karıştırmakta, gerçekçi olmayan ve yarı kurgular ile günü kurtarmaya çalışmaktadır.
Gerçekçi olmayan ve yarı kurgular ile çözüm bulmak çok zordur. Hem yönetmen, hem başrol olmak bile zor iken, hem yönetmen, hem kurgucu, hem de başrol oyuncusu olmak çok zor. İşin daha da kötüsü senaryo başkasının!
Başkalarının senaryosunda oynayıp kendin kurgu kurmaya çalışırsan, senaryo sahibi buna isterse izin verir! İstemez de senin kurguna işine geldiği kadar izin veriyor ise aslında yapılan kurgunun içinde başka bir kurgu var demektir! Zemberek kurulmuş demektir!
Ülkemizdeki kurgular üzerinden örnekleme yapacak olur isek: Bu da pek tabi ki benim kurgum olacaktır!
GERÇEKÇİ OLMAYAN KURGU:
–Cumhurbaşkanımız dünya lideri onu çekemiyorlar!
–Peki, güzel kardeşim Saddam, Kaddafi, Esed, Mursi bunlar da mı dünya lideri idi, yıkmaya veya indirmeye çalıştılar ve yıktılar. Cumhurbaşkanımızın pragmatist ve populist takılması bir yana model ülke olmanın avantajını kullanıyor! Kâfirlerin şahıslar ile değil Müslümanlar ile sorunu var, bu coğrafya ile ilgili planları var. Olanlar yeni değil sadece kurgu ve efektler zamana uygun, her şeyden önce bunu anlamak lazım! Hem Türkiye’nin dünyadaki bir ülke olmaktan başka gerçekliği olmayan bu yakıştırma ile övgüden daha çok hedefe koyma ve yalnız bırakma gerçekliği de yok sayılıyor!
GERÇEKÇİ OLMAYAN KURGU:
–Bizim ekonomimiz çok büyük, çok muazzam kalkındık bizi kıskanıyorlar.
–Bak güzel kardeşim cari açığımız ve borcumuz çok fazla, göz boyamak için borca dayalı sistem ile yapılan yatırımlar senin prangan, senin bundan bile haberin yok! Ekonomimiz sıcak paraya bağımlı, satmadık kaynak bırakılmadı. Derviş- Fıscher modeli ile ekonomi dizayn ediliyor, kendi kendine yetemez hale getirildik, hala haberin yok. Tarım arazilerine bina yapma diye kamu spotu yapıp tarım arazilerini ranta açıyorlar, ruhun duymuyor. İşlerin nasıl sorusuna kötü diyor ama ülkenin çok kalkındığını söylüyorsun, inan ne dediğini bilmiyorsun.
YARI KURGU:
–Biz bölgenin lideriyiz bunu istemiyorlar, onun için terör var.
–Bak güzel kardeşim biz 60 yıldır “Lider Ülke Türkiye” diye bağırıyoruz. Lider olmamız yeni bir şey değil! Sen bunun yeni farkına vardın onun için anlamakta zorlanıyorsun. PKK denen taşeron örgüt ASALA’dan taşeronluğu devir alalı 40 yılı geçti. Dünyanın baş teröristleri ile müttefik olduğundan; bizatihi PKK ve türevleri ile diğer taşeronlar kuluçkada iken megri megri ve onlar üç beş fanatik genç masalları ile günü kaçırdın. Hâlbuki en büyük özelliğin günü kurtarmaktı!
GERÇEKÇİ KURGU:
–Bu millet boyun eğmez.
–Evet, bu millet boyun eğmez. Er veya geç adaletin tecellisi için irade ortaya koyar. Günlük düşüncelere kapılsa da zor zamanda hak yanında tavır alma erdemini gösterir.
Bu kurgular çoğaltılabilir. Kurgu hatası yapıldığı için ve de en önemlisi eğri cetvelden doğru çizgi çıkmayacağı için geldiğimiz durumdan kurguyu yapanlar da memnun değil. Ülkenin eğitim sistemi, hukuk sistemi kısacası sistem adına neyi var ise yapboz tahtasına çevrildi. Geliştir ve değiştir zor geldi, sürekli kurcalanıp kör düğüm haline getirildi.
Başkanlık sistemi kurgunuz da kimseyi memnun etmeyecek! Çünkü sistem kurma kurgusundan uzak, sadece zaman kazanma ve içi boş değişim kurgusu üzerine kurulu görünüyor! Tüm yükün lidere atıldığı, liderin yalnızlıktan yakındığı bir kurgu gerçekleşse dahi kimseyi memnun etmeyecektir!
Yazdıkların yanlış diyorsan kardeşim, sen geldiğin durumdan memnun musun ilk önce onu söyle. İstediğin gençliği yetiştirebildin mi? İstediğin nizama yaklaşabildin mi? Yoksa hala kırk elli yıl öncesinin hatalarını anlatarak kendi hatalarını görmekten beri mi kalacaksın.
Kurgular, bilimsel kurgu olsa, film niyetine seyrederiz ama değil. Kurguyu yanlış okuyup daha da yanlış kurgular üzerine hayal dünyasında yaşayanlar ile düşüncesiz düşünceler üzerine kurulu, kızdığı ne varsa yapar hale gelinen bir kurgu. Bu kurgulardan bir medeniyet çıkmayacağı, bu toplumu beklediği lider ülke pozisyonuna getirmeyeceği aşikâr!
Düşüncesiz düşünceler,
Okumayı bilmez heceler,
Sallamak onlarca bir güç,
Onlar varsa bitmez geceler…