Site Rengi

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

1 Mayıslının İmam Hatiple imtihanı (!)

REKLAM ALANI
12.09.2019
438
A+
A-

Hak batıl mücadelesi bizim ilk öğrendiğimiz şeydir. Bizler kıyametin sonuna kadar hak batıl mücadelesinin olacağına ve bu mücadelede hakkın tarafında bulunacağımıza inanırız.

Doğu, batı, kuzey, güney, gece, gündüz, sıcak soğuk ne ise biri olmadan diğeri nasıl var olamıyorsa ve her biri birbirine nasıl muhtaç ise hak tarafında olan kişi de düşmanın, batılın her zaman olduğunu ve kendisi ile mücadele halinde olacağını bilmelidir.

ARA REKLAM ALANI

Müslüman dediğin, mümin dediğin Kuran ve sünnet ile donanmış bir şekilde hayatın idame eder. Ve Kuran’ın ifadesi ile düşmana karşı her zaman hazırdır. Müslüman dediğin asla rehavete kapılmaz.

1 Mayıs işçi bayramı denilen bir kutlama var. İşçi bayramı, işçiyi sömüren ve tüketen bir dünya görüşünden ortaya çıkmış bir kutlama olarak değerlendirilmesinin hiçbir zararı yoktur.

Biliriz ki batıl sistem hayatta kalacak şekilde insanı tüketir. Sömürülen, yaralanan insana da kendi ürettiği merhemi verir. Ve bu kısır döngü devam eder. Her neyse…

Bizim asıl derdimiz işçi bayramında İmam Hatip Okulları düşmanlığı yapılmasıdır. İmam Hatip düşmanlığının işçi bayramı ile ne ilgisi olabilir?

Şahsen ben bunun üzerinde çok da durulmasını gerek görmüyorum. Başta dediğim gibi hak batıl mücadelesi kıyamete kadar sürecektir. Şimdilik bu onların sorunudur.

Ve yine biliyorum ki bir kale ancak içerden teslim alınır. Bu noktada İmam Hatiplere yapılan her saldırı bu okulları güçlendirecektir. Çünkü bu okullar milletin sinesinden çıkmıştır.

Bize düşen asıl görev imam hatip kimliğini, imam hatipli olma bilincini sağlıklı bir şekilde inşa etmektir. Zira imam hatiplinin kendine vereceği zararı hiç kimse veremez.

Bir imam hatiplinin eğer medeniyet inşa etmek gibi bir derdi varsa, dinini yaşamak ve yaşatmak gibi ideali olacaksa, vatanına ve milletine yapılan her türlü saldırılara karşı yılmadan dik duracaksa bir dakikasını bile boşa harcamaması gerekir.

Bugün her türlü imkâna kavuşuşmuş olan İmam Hatip Okulları elindeki nimetlerin kıymetini bilmelidir. Maddi anlamda bütün imkânlara ulaşabilen bu okulların kadro olarak ne yazık ki aynı düzeyde şanslı değildir.

Eğitim camiasının bir kısmını kastederek söylüyorum kadro zayıflığı bu okulların olması gereken yerde olmamasının en büyük nedenidir. Birçok imkâna rağmen hala fiziki imkânsızlıklardan, oradan buradan bahseden yöneticiler biliyorum.

Bir yandan motive etmeye çalışan bir kadro diğer yandan her dakika bahane üreten birileri…

Bir de imam hatip okullarında okuyan öğrencilerimiz meselesi var. Aslında bu sorun eğitim camiasının genel sorunudur. Ama özelde imam hatip öğrencilerinin kimlik bilinci ve dünyaya bakış açısı daha özel bir formasyonu gerektirdiği için sorumlulukları da daha fazladır.

Ne yazık ki okumayan, düşünmeyen bir gençlik ile karşı karşıyayız. Dünyevileşen bir imam hatip gençliği sorunu yaşıyoruz. Dinimizin emrettiği okuma ve düşünme eylemi ne yazık ki yitik mirasımız olmuştur.

Sormak gerekiyor boş zamanının %60’ını televizyon karşısında geçiren bir toplumun yarınlar adına var olabilmesi nasıl mümkün olacaktır?

İmam hatipli bir öğrenci okumadan dünyaya, zulme, çarpıklıklara nasıl meydan okuyacaktır? Sanattan, tarihten, edebiyattan, felsefeden uzak bir gençlik ancak AVM’lerde kendini gösterebilir.

“Tefekkür” kavramını diline almayan almayı bırakın böyle bir kelimenin varlığından bile haberi olmayan bir gençlik kapitalizmin ve popüler kültürün gönüllü kölesi olmuş demektir.

Çok açık söylüyorum elinin altında birkaç kitapla gezmeyen, arkadaşları ile konuşurken okuduğu kitabı tartışmayan bir imam hatip gençliği ne kendisine ne de ülkesine faydalı olamaz. Bizlerin dünyayı okumada isminden bahsettirecek birikimi olan kişilere ihtiyacımız var. Bu da geçmişle kuru kuru övünme ile olmaz.

Unutmamak gerekir ki medeniyet inşa ve ihya etmek yarınların yapacağı bir şeydir. Yarınların yetişmesi ise bugünden başlar.

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.