Torpilli siyasetçi olmak
Hemen hepimiz biliyoruz veya yaşamışızdır, bu yeni dönemin hastalığı olan torpilli siyasetçi olgusu gerçeğini. Bu gerçek aleni olarak ortada ve bütün partileri sıkıntıya sokuyor ve her zaman da sokacak olan garip bir olgudur bu.
Bunun neticesinde torpili olmayan, halkın oylarıyla görev almış ve belli bir dönem hizmet etmiş olanlar, 29 Mart seçim sürecinde bu acı gerçeği açıkça yaşadı. Şimdi bu eski teşkilat ve parti mensubu olan bu insanlar, partilerine küskün ve kırgındırlar.
29 Mart yerel seçimlerinde ve özellikle de aday belirlenme sürecinde birçok kişi, itibar elde etmek, güç ve dayanak arkamda dedirtebilmek için benim bakan arkadaşım var, benim falan milletvekili dostum diyerek ortalıkta gezdiler.
Bunlara inananlar ise partiye yıllarını vermiş insanları görmezden gelerek, torpilli olduklarını dillendiren birçok insanı etrafında toplayarak, onların arzuladıkları göreve gelmelerine ön ayak oldular.
Bütün bu dolaplar niye döndü derseniz, elbette ki seçmen üzerinde olumlu bir intiba bırakmak ve ardından, evet bunlar bu işi yapar, arkasında hatırlı dostları var, becerir dedirtmek içindir.
Yani seçim sathı mahallinde aday olabilmek için, her türlü referansı elde etmek için var gücüyle çaba sarf eden ve seçilen, meclis üyesi il genel meclis üyesi olan arkadaşlarımız, bireysel ilişkilerini devreye soktular ve bir şekilde seçildiler. Öyle sanıyorum ki, bütün bunlar siz değerli okurlarımın malumudur.
Bütün bunlar aleni olarak yaşanmışken ve üzerinden bir hayli zaman geçmiş olmasına karşın, birileri bir yerlerde adeta kabadayı edası ile konuşurken, karşısındaki kişiyi güya sindirmek amacıyla “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” edasıyla torpilli olduğunu göstermek, kullanılan kötü bir yöntem olsa gerek.
Değerli okurlarım seçilen ve halen meclis üyesi veya belediye başkanı olan bütün seçilmişlere diyorum ki;
Seçilmek için ne kadar bireysel ilişkilerinizi kullandınız, ne kadar gayret ve çaba sarf ettiyseniz o enerjiyi ve o gayreti bu sefer de seçildiğiniz ilçeye karşı olan sorumluluğunuzu yerine getirirken de sergilemeniz gerekmektedir. Ayrıca, ilçemiz halkına karşı sergileyeceğiniz hal ve tavrınız çok önemlidir.
Zira ilçemizde hizmet odaklı çaba sarf etmenizi bekleyen bir halk var. Bu anlamda hedefiniz ilçemizde yaşayan her bir kişinin sosyal ve ekonomik hayatına katkı sağlamak ve kolaylaştırmak olmalı.
Bu yönde projeler geliştirmek ve neticesinde çözülmesini istediği sorunları ele alıp birer-birer çözmek olmalı. Kısır çatışmalardan uzak durulmalı. Günü birlik çözümler yerine kalıcı ve akılcı projeler geliştirilerek, bugüne kadar hak ettiği hizmeti alamayan ilçemize gerektiği gibi hizmet edilmeli.
Gerek 29 Mart seçim sürecinde, gerekse geçtiğimiz gün ilçemize gelen Büyükşehir Belediye Başkanı’nın “Esenler hak ettiği hizmeti alamamış” şeklindeki sözleri, ilçemizin hizmet alamadığının apaçık bir tescilidir. Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bu söylemi bir fırsata dönüştürülmeli, ilçemize hizmet kendisinden ısrarla talep edilmelidir.
Bu bağlamda İlçe Belediyesi hamasi nutukları bir kenara bırakarak, İstanbul İl Özel İdaresi ve Büyükşehir Belediyesi’nden ilçemize yatırım çekebilme gayreti içerisinde olmalı ve bu dönem çok iyi değerlendirilmeli.
Bu haftaki yazıma burada nokta koyarken şunu da açıklamak istedim. Mehmet Deveci olarak artık aktif bir siyaset içersinde değilim. Buna rağmen bilhassa kendi çevremde “Neden tekrar seçilmedin?” sorusu ile sıkça karşılaşıyorum. İşte bu yazımı onlara da bir cevap olsun düşüncesiyle kaleme aldım.
Durmak yok, yazmaya devam… Selam ve saygılarımla..