Site Rengi

DOLAR 35,4226
EURO 36,3212
ALTIN 3.063,15
BIST 9.910,61
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 9°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
9°C
Hafif Yağmurlu
Paz 7°C
Pts 8°C
Sal 7°C
Çar 8°C

Talih ve Yönetim

REKLAM ALANI
12.09.2019
439
A+
A-

Toplumumuzda bazı durumları izah etmek zordur. Siyasi bilgi ve birikim ister, bilgelik ister her şeyden önce o konuyla ilgilenmek ister. Konuları tahlil etmek erdem ister, sabır ister, deneyim ister. Her insan siretini (içindekini) suretinde göstermez! Ağzı eğriyi ensesinden her babayiğit tanıyamaz.

Konfüçyüs, Hükümdar’ın isteği üzerine bir süre için şehrin yönetiminde olmayı kabul etti. Yedi gün izledi. Yedinci gün yüksek memur Şao-Çeng’i idam ettirdi, cesedin üç gün açıkta kalmasını emretti. Öğrencileri çok şaşırdılar, yanına gittiler, sordular :

ARA REKLAM ALANI

“Şao-Çeng bu şehirde hatırlı ve kuvvetli bir adamdı. Şimdi şehrin yönetimini aldıktan sonra ilk işiniz onu astırmak oldu. Bu yaptığınız doğru mudur? Bildiğimiz kadarıyla bu adam haydutluk, hırsızlık yapmamıştı…”

Konfüçyüs “yaptığımın nedenlerini size anlatayım” dedi ve anlattı :

“Dünyada beş ağır suç vardır. Haydutluk ve hırsızlık bunların arasında değildir, daha sonra gelirler.

Bu beş suç şunlardır :

Birincisi; uyumsuz ve asi bir tabiatla birlikte gözüpeklik;

İkincisi; aşağı bir hayat tarzıyla birlikte inatçılık;

Üçüncüsü çenesinin kuvvetli olmasıyla birlikte yalancılık;

Dördüncüsü; herkesin ayıbını, kusurunu aklında tutmakla birlikte herkesle dost geçinmek;

Beşincisi; hak ve adalet duygusu olmamakla birlikte, yaptığı haksızlıkları süslü ve parlak gerekçeler arkasına gizlemek.

Şao-Çeng’de bunların beşi de vardı. Nereye gitse taraftar topluyor, hizipler yaratabiliyordu; aldatıcı fikirlerini parlak konuşmaların arkasına gizleyebiliyordu; zulmüyle adaleti tersine çevirebiliyordu. Aşağılıklar birleştiği zaman ortaya çok güçlü bir kötülük çıkar. Ben de şehir halkı için tasalanmak yerine bu adamı idam ettirmeyi tercih ettim.”

Ayrıca talihin yardımı ile bir yerlere gelenlerde epey fazlacadır ve kendinden menkul beş para etmeyen değerlerini kendilerini bulunmaz hint kumaşı gibi göstererek ortalıkta arz ı endam ederler. Bu talih meselesine de tarihten bir örnek verelim: Kanuni Sultan Süleyman, kızı Mihrimah Sultanı; zeki, hırslı, geleceği parlak bir devlet adamı olan Rüstem Paşa’ya vermek istiyormuş. Rüstem Paşa bu sırada Diyarbakır valisiymiş. Saraya damat olacağı duyulunca hakkında bir sürü dedikodu üretilmiş.

Bunların en önemlisi, Rüstem Paşa’da cüzam hastalığı bulunduğu iddiasıymış. Kanuni, sarayın hekimbaşını çağırarak cüzam hastalığının en çok tanınan belirtisinin ne olduğunu sormuş. Hekimbaşı, cüzamlı bir kimsede bit barınamayacağını söylemiş.

Bunun üzerine Diyarbakır’a adamlar gönderilmiş. Bunlar gizlice Rüstem Paşa’nın çamaşırlarını kontrol etmişler ve bu sırada bir bite rastlamışlar. Böylece Rüstem Paşa’nın cüzamlı olmadığı anlaşılmış.

Bu olay üzerine devrin bir şairi su iki dizeyi yazmış:

“Olacak bir kimsenin bahtı kavi, talihi yâr
Kehlesi dahi mahallinde onun işe yarar.”

(Bir kimsenin bahtı açık, şansı da yaver olursa, onun biti bile yerinde, zamanında ise yarar, yükselmesine yardım eder. Kehle: Bit.)

Bu tür adamları tahlil ve tevil etmek için kamuoyu oluşturmak şartı vardır yalnız bunu abartmamak lazımdır! Namık Kemal, kötü bir havada kayıkla Beşiktaş’tan Üsküdar’a geçiyormuş. Deniz bir ara iyice azmış ve kayığı alabora etmeye başlamış. Namık Kemal, “ah” “vah” diye korku belirtileri göstermiş. Kendisine refakat etmekte olanlardan biri büyük Şaire sitem etmiş:

— Üstadım, biz de kayıktayız; bizimki de can. Yalnız siz niye telaş ediyorsunuz?

Namık Kemal, yazı ve konuşmalarıyla milletin sesini duyurmaya çalıştığını hissettirecek su karşılığı vermiş:

—Kendi canımı, sizin canınızı düşündüğünüzün çeyreği kadar düşünmem. Benim endişemin sebebi, bu kayık batarsa onunla birlikte kamuoyunun da batacak olmasıdır.

Birilerin talihi birilerinin talihsizliği olabilir! Şeytani heves ve arzularda, dış mihrakların destekleri de talih olarak bizi yanıltabilir! Adam gibi yönetilmek isteyen yöneticilerini iyi takip etmelidir. Yoksa kuklalar sahte kahramanlığa soyunur fesat başını alır gider.

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.