Siyaset
Siyaset, Arapça kökenli bir kelimedir; at eğitimi, at talimi anlamına gelmektedir. Osmanlı’da devlet geleneği için siyaset sözcüğünün “ceza” ve özellikle “ölüm cezası” anlamında kullanıldığı görülmüştür.
Yunan siyasal yaşamında ise siyaset, polise veya devlete ait etkinlikler biçiminde tanımlanmıştır.
Politika Yunanca kökenli bir kelimedir. ‘Poli’ çok demek ‘tika'(tik) da yüz ifadesi mimik anlamına gelir. Genel olarak çok yüzlülük, değişkenlik anlamındadır.
Yukarıda verilen tariflerden midir nedir siyaset anlayışı hep farklılık göstermiştir. Yaradılış gereğinin farkında olanlar ve Rabbimizin emanet olarak dağlara ve taşlara verdiği ve onların kabul edemediği emaneti, idraki ve şuuru sayesinde kabul eden ve yönetime talip olanlar kadar, çok yüzlülüğü tercih edip gücü kutsayanlar daima bulunmuştur. “Siyaset bizi ilgilendirmiyor” demek; ” Kur’anın yarısı ve insanlığın sorunları bizi alakadar etmiyor” demekle aynı anlama gelir. Kur’anın prensipleri, Müslümanların ve insanlığın problemleri, kendilerini ilgilendirmeyen kimselerin: şefkat, merhamet, huzur ve hoş görüyle alakalı sözleri sahtedir. Böyleleri ya İslam’ı tam bilmeyen ve Kur’anı incelemeyen gafil ve cahil kesimlerdir. Veya bile bile gerçekleri ve kulluk görevlerini görmezlikten gelen kötü niyetli kimselerdir.”
Siyaset sadece devlet işleri ile sınırlı değildir. Daha geniş bir kavram olarak iktidarı kapsamaktadır. İktidar kavramı otoriteyi içerir. Otoritenin olduğu yerde de yöneten ve yönetilen ayırımı vardır. Bu niteliğinden dolayı da bireyler ve gruplar arsında güç ve liderlik ile ilgili rekabet ve yarışlar daha da ötesi bir takım maharet ve hünerlerle, çoğu kez dürüst veya ahlaki olmayan şekilde uygulamaların çok sık karşılaşıldığı bir ortamdır. İnsanın olduğu yerde her şey olabilir çünkü ve maalesef insanımız kahramanlık kuklası,bilgiçlik budalası,şöhret ve etiket sevdalısı aklı küçük ayarı düşük adamları hep başkalarına özellikle başkanlara yaranmaya çalışan her türlü duruma göz kırpan insanları daha çok tercih eder.Buda siz nasıl iseniz öyle yönetilirsinizin tecellisi midir yoksa idarecilerinizin dini üzeresiniz uyarısının sonucu mudur kalplerdeki idrake kalmıştır.
Siyaset devlet işlerini yönetmek olduğu kadar devlet icraatlarını değiştirme etkileme ve yönlendirebilme başarısıdır. Kabul edelim ki, siyaset başlı başına bir uzmanlık ve sanat alanıdır. Bir netice alma sanatıdır. Bir birikim, bilgi ve altyapı gerektirir. Diğer mesleklerin aksine olarak siyasetin sabit ve kalıcı kuralları yoktur. Daima değişen şartlarda, başkalaşan ortamlarda, kuralların su gibi akıp gittiği bir dünyada inisiyatif kullanarak, zamanlamasını ayarlayarak, manevralar yaparak sonuca ulaşmaya yönelik bir meslektir.
Siyaset kansız bir harptir. Harp ise kanlı bir siyasettir! Siyasetçi ömür boyu savaş içindedir. Savaş içinde ilerleme, gerileme, zafer,yenilgi,kahramanlık,ihanet,firar ve fedakarlık birbirini takip eden tecellilerdir.Ve savaşçının yakasını bırakmayan iki duygu şüphe ve güvensizliktir. Buna mukabil yüksek bir medeniyet kurabilen tüm düzenler adalet kadar itaat esasına ve sadakat esasına dayanır. İtaat için tahsil,yaş sınırı,hemşerilik,zenginlik,şöhret,soy ve güç aranmaz lidere itaat biat demektir ve hükmü farzdır namazda imama bağlılık iktida olup hükmü sünnettir,bir hocaya bilgeye bağlılık ise intisabdır ve hükmü gönül işidir.İtaat ve sadakat olmayan düzenler kısa bir süre sonra yıkılıp gitmeye mahkumdur.
“Nerede karşılıklı sevgi ve saygı varsa, orada itimat ve itaat vardır. İtimat ve itaatin olduğu yerde disiplin vardır. Disiplinin olduğu yerde huzur;huzurun olduğu yerde başarı vardır.”Mustafa Kemal
“Sadece Allah’a itaat et ki, yerdekiler ve göktekiler de sana itaat etsin” İbrahim Dessuki
Ama maalesef siyaset ülkemizde kahve köşelerinde dedikodu meclislerinde en yükse perdeden konuşulur. Ülke kurulur ülke yıkılır. Tıptan mühendislikten fenden edebiyattan anlamayanlar gidip işi ehline sorarken siyaset gibi tüm ilimleri içine alan dinamik bir konuda işi ehline sormayı aklına getirmez. Hele hele itaat aklına gelmez. Boy pos ve gençlik gibi son yüzyılın imaj devri olmasından mıdır nedir hep boş kavramlar tercihleri etkiler.Ne hikmetse kötü prensler çok konuşan hitabet müsveddeleri tercih edilir ve suç yine siyasete atılır.
Çok bildik bir sakız çiğner cahillerimiz takım tutar gibi parti mi tutulur. Kulağa hoş gelse de çok boş bir laftır. Profosyonel topçu değilsen, güzel oynayan var iken ve onu tutmak var iken hiçbir zeka ve emek istemeyen takım tutma faaliyetinden neden vazgeçmeyeyim neden ona fanatik olarak bağlanayım. Futbol başlı başına bir toplumu uyutma afyonlama değil midir zaten. Eğer aklım başımda ise emek harcıyor isem ve inanıyor isem ideallerim kendime göre doğrularım var ise onu niye savunmayayım niye siyasetin mutfağı olan parti tutma işini takım tutmadan daha önemli görmeyeyim, sebep var mı ?!. Burada sınır şudur “herkes benim mesleğim haktır ya da güzeldir demeye hakkı vardır,fakat yalnız hak benim mesleğimdir deme hakkı yoktur” düsturunu unutmamalı görüşü ve düşüncesi ne olursa olsun davasının bal arılarını sevmeli eşek arılarını deşifre etmeli saygı duymamalıdır.
Siyaset, padişahlık sultanlık döneminde olsun, isterse meşrûtiyet, cumhuriyet demokrasi döneminde olsun fark etmiyor. Neticede bir yönetme, idare etme ve ferdi/toplumu sevk etme işidir. Siyaset sadece yönetimde kullanılan bir metodoloji de değildir. Yapmasını bilenler için her alanda kullanılan bir yöntemdir. Siyaset ne mügabene (birbirini aldatma),ne mügadere(salıverme boş verme) ne de mugalebe(üstün olmaya çalışma) değildir aksine alçak gönüllülük ve yüksek seciye ile eşitlik,özgürlük ve adalet adına zaferler kazanabilmedir. Asıl olan kul olduğunu unutmadan Allah’ın kullarına en iyi şekilde hizmetkarlık edebilmektir.
Unutmamamız gereken bir başka hususda “SİYASET VELÂYETTEN YÜKSEKTİR.”
Bunun manası: Velâyet; Allah Teâlâ’nın cemal tecellisi olduğu için; hep iyi şeyler düşünür, iyi şeyler yapar. Siyaset ise, Allah Teâlâ’nın hem cemal, hem celal tecellisi olduğundan,Allah Teâlâ’nın zuhur ve taayyün itibarı ile birbirine zıt sıfatlarına ne kadar yaklaşırsa o kadar muvaffak olur.
Hz Ömer radiyallâhü anh buyurur ki;“ALLAH TEÂLÂ’YA YEMİN EDERİM Kİ, ALLAH TEÂLÂ’NIN HÜKÜMET KUVVETİYLE MEN ETTİĞİ ŞEY, KUR’AN-I KERİM’İN AYETİYLE MEN ETTİĞİNDEN ZİYADEDİR.” ERGİN, O. Nuri; Balıkesirli Abdülazîz Mecdi Tolun Hayatı ve Şahsiyeti, İstanbul. 1942,s. 154
Bürütüslerin değişim ve yenilik gibi boş ve afyonlu sözleri siyaset sahnesinde rotaları şaşırtsa da davasını siyaset edinenler ideoloji örgüsünü sağlam kuranlar daima zafer kazanacaklarıdır. Yine unutmamak lazımdır ki başarı sadece kazanmak değil faydalı olabilmektir. Yine unutmayalım ki menfaat üzere dönen siyaset dalaveredir. Hayvanın iyisi otlukta insanın iyisi kıtlıkta belli olur!!!
“Cahilsin okur öğrenirsin, gerisin ilerlersin, adam yok yetiştirirsin, paran yok kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır fakat insan bozuldu mu çaresi yoktur. ” Mahur Beste –A.H.TANPINAR
Sağlam adamlarla sağlam bir siyasete her zaman ihtiyaç vardır. Yeter ki yalan söyleyenler yönetici olmasın umutları kırmasın.