Kaht-ı Rical Meselesi
Kaht-ı rical bir memlekette büyük devlet ve siyaset adamları ile âlimlerin bulunmaması. Osmanlı Devletinde özellikle Tanzimat’tan sonra “kaht-ı rical” tabiri çok kullanılmıştır. Devlet adamlarının yetişmemesi, alimlerin çok azalması, devletin yıkılış sebeplerinden sayılmıştır.
Ülkemizde; bu nüfusa, bu zaman dilimine rağmen rical kıtlığı yaşıyoruz!
Bu yazıda, kaht -ı rical meselesinde ehliyet, liyakat, ilim, karakter ve kişilik gibi sorunlar yanında, bence bu sorunun günümüzde en önemli parçası olan, hemşericilik meselesini irdeleyeceğim, dikkatlerinize sunacağım.
Dinlemeyi ve okumayı bilmeyen yönetici veya lider olamaz! Herkesin birbirine benzediği yerde ilerleme olmaz!
Daha bir ay önce sanal âlemde, ülkemizi yönetenlerin memleketlerinin olduğu bir harita yayınlandı. Bu haritaya bakınca ülkeyi yönetenlerin Sivas’ın doğusundan özellikle Karadeniz kıyısındaki 1-2 ilden oldukları görünüyordu!
Birkaç gün önce açıklanan, iktidar partisinin İstanbul belediye başkanları adaylarının memleket analizi yapınca yine buna benzer bir durum ortaya çıktığı görülüyor.
Nüfus ağırlığı bu yönde olsa anlaşılabilir bir durum ama durum o kadar basit değil! Olağanın dışında bir kümelenme var.
Belediye şirketlerinde çalışanlar görmüştür. O şirketlerde de hep belli yörelerin ağırlığı vardır ya da genel müdür nereli ise, çalışanların çoğu o memlekettendir!
Gurbet ellerde bir şahıs, bir işletme açsa ve oraya sadece kendi hemşerilerini alsa, kendi bileceği bir şey der geçer insan ama söz konusu olan şey, kamu hizmeti görülen yer olunca hemşeri ağırlığı o makama ihanet, topluma hakarettir!
Kendi işletmesi olsa o kadar adam almayacak ya da hemşericilik adına olmadık adamı o göreve getiren insan kamu hakkından neden korkmaz? İşe göre adam değil, adama göre iş üreten zihniyet kendi işi olsa bu adamı alır mı idi?
Kim kamu görevi görürken sadece hemşericilik adına ehil ve layık olanı değil hemşerisi ve yakınını alıyor ise vatana ihanete eş değer suç işlediğini bilmelidir.
Ülkemizde, kaht-ı ricalin en büyük sebebi, hemşericilik merkezli iş bilmezlerin ahtapot gibi kamuyu sarmasıdır. Toprak olsun çamurdan olsun anlayışı, yapıları cıvık ve laçka haline getirmiştir.
Hemşericiliği, cemaatçilik ve akrabacılık takip ederek işin içinden çıkılmaz hale gelmesine sebep olmuşlar, yanlışlar kurumsallaşmış, bu kurumsallaşma başkası var mı anlayışının doğmasına ve kolaycılığın yaygınlaşmasına sebep olmuştur.
Hemşerisini işe almak isteyen irade kendine uygun gerekçelerde de uydurmuştur! Mesela personel seçmede; zeka testi, kişilik testi, ilgi testi ve örnek olay testleri uygulasa bu konuda kendine en yakın olan tabii ki de hemşerisi olacaktır!
Nato mermer, nato kafa, başarı sanılacak, dönen büyük kamu çarkı içinde bunlar görülmeden devam edecektir.
Mezarda urganın hesabını soranlar bunun da hesabını soracaktır!
Ülkemizde partiler değişse de hep birbirine benzer aksaklıklar, hemen hemen her partide yer alarak, özellikle güçlü gördükleri yapılara yönelerek, menfaat çarkını hemşehricilik, cemaatçilik, akrabacılık gibi klikler üzerinden kuran bu “Kilikyalılar” yüzündendir.
Ülkemizde adam çoktur ama adam olmayanların makamları yüzünden adam sayıldıkları daha çoktur.
Kaht -ı rical eksikliği, adam olamayanların makam işgallerini, değişik klikler üzerinden devam ettirip, “Klikyalı”lığı “Lidyalı”lıkla birleştirerek saltanat sürmelerinden kaynaklanmaktadır.