Eğitimi Sisteminin İki Eksiği
Yeni bir eğitim ve öğretim yılına giriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanının TEOG kaldırılmalı beyanı ardında eğitim sistemimiz yine gündeme geldi!
Sanal âlemde gezen bir resimde de yazdığı gibi eğitim sistemimizin iki sorunu var! Bunlardan birincisi eğitim, ikincisi de sistemin olmaması durumudur!
Onbeş yıllık tek başına bir iktidarın, ondört değişiklik, yenilik, reform adına ne derseniz deyin yaptığı uygulamalar ve bu süreçte altı bakan değişikliği bile sistem denen şeyin ne boyutta olduğunu gösteriyor!
Bu konu ile ilgili “Sistem Yaklaşımı” ile “Dershaneler ve Eğitim Sistemi” yazılarım da okunacak olur ise bu konuyu laf olsun torba dolsun babında yazmadığım anlaşılacaktır. Bu konuyu dert edindiğim için yazıyorum! Birileri dinlemese de okuyup anlamasa da yazmaya devam edeceğim!
Taşımalı eğitim yaparak öğrencileri yollarda yıpratmak, ülkenin doğusunda taşımayı bedava, batısında ise servis lobilerinin kucağına atarak, adaleti zedeleyip mobilize olmak da sistem kurmak değildir. Adaleti barındırmayan yapı sistematik olabailir ama sistemli olamaz!
Milli olma anlayışları gırtlaktan aşağı geçemeyen, beton bina yaparak eğitim sistemini çözeceklerini zanneden ve milli piyangoya imam hatip yaptıracak, eroin kaçakçısına okul yaptırdı diye ismini verecek kadar millilik anlayışı genişleyenlerin, eğitim sistemi olmayacağı gibi eğitimi de milli yapamayacakları aşikârdır.
Eğitim, kuru bir öğretim, bilgi yüklemesi olmayıp, talim ve terbiye demektir. Eğitimi sadece okullar yolu ile yapabileceğini zannedip yetiştirmediği hocalar ve eğitmenlerin varlığı gün gibi aşikâr iken okul binası yapmak, buna rağmen yandaş kanallarında bile toplumun ahlakını, ruh kökünü bozan yayınlar ile ifsat çalışmalarına devam etmek eğitim değil olsa olsa öğütüm olur!
“Söylediklerini Duymamak” adlı yazımın girizgâhı da şöyle idi: “Konfüçyüs: “Eğitimli insanlar yapabileceklerinden fazlasını söylemeye utanırlar” demiş. Ülkemizin eğitim sistemi ve eğitimli adamları hepimizin malumu olduğu içindir ki atıp tutmak ve sallamak erdem oldu! Yapmayacaklarını söylemek, toplumun her alanında marifet gibi algılanır hale geldi…”
“Kanaatimce Yapılması Gerekenler” adlı yazımda ise: “İlk yapmamız eğitim ve öğretim sistemimizi revize etmeliyiz. Eğitim sistemimiz evlere şenlik. Eğitim sistemi elden geçirilmeli. Medeniyetin ana unsurları olan İlah Anlayışı- İnsan Anlayışı- Çevre anlayışı merkezli, eğitim ve öğretimin aynı müesseselerde verildiği, ilmin talep edildiği bir ruhu, maruf edici bir maarif sistemi kurulmalıdır.”
Eğitim ve sistem kurabilmek için her şeyden önce yeryüzünde hâkimiyet kavgası olduğunu ve bu hâkimiyet bizlerin elinde olmaz ise yeryüzünde insanlığın fitne ve kan içinde boğulacağı bilincini, imanını, nesillere aktarmalıyız.
İman; tanımak, sevmek, güvenmek, yönelmek ve tabi olmayı gerektirir. İman fedakârlık gerektirir. Kar peşinde koşarak fedakârlık edebiyatı yapılır ise kimse kimseyi dinlemez. Dinleme olmayan yerde de eğitim olmaz!
Milli bir eğitimden bahsedebilmek için bağımsızlığın temel ayakları olan; ilim, üretim, savunma ve maneviyat alanlarında tezlerimiz olmalıdır. Başka diyarlardan, başka coğrafyalardan ithal sistemler ile cemaatlere grup ve hiziplere bu işi taşero ederek eğitimi milli yapamayız.
Eğitim olmadan sistem kurulamayacağı için eğitim sistemi sorunumuz var! Yap dedim, ya da oldubitti ile sürekli değişim ile sistem kurulmaz. Sistem olmayınca müfredat süs olarak kalır! Sistemsiz eğitim ile de dünya ve ahirete hizmet edilmez, adil bir düzen kurulmaz.